Rüzgar Enerjisine 1,6 Milyar Avro Yatırım Yapılması Bekleniyor
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Güray Erol, yatırımın geri dönüşü ve üretim fizibilitesi dikkate alındığında mini YEKA RES’te proje kapasitelerinin 20, 30 ve 50 megavat şeklinde belirlenebileceğini söyledi.
Bu tarz ihalelere farklı yatırımcıların katılabileceğini ve santrallerin daha hızlı hayata geçirilmesinin mümkün olabileceğini ifade eden Erol, “Böylece projeler daha kolay finanse edilebilecek. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 2018’de bu 2 bin megavatın proje başvuru kabulünü yapacaktı. Daha sonra Ekim 2020’ye ertelediler. Ekim ayı yaklaşırken de bunu süresiz askıya aldılar. Şimdi anlıyoruz ki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu 2 bin megavatı Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin uygun gördüğü, EPDK’nin kapasite olarak açacağı YEKA olarak kullanma kararı verdi.” diye konuştu.
Erol, bu projelerin nereye yapılacağı konusunda farklı fikirler olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Türkiye’de rüzgarın güçlü olduğu üç koridor var. Bu koridorlardan biri, Tekirdağ ve Marmara Denizi’nin güney kısmında, diğeri Balıkesir, İzmir ve Bodrum’dan gelen koridor. Üçüncü koridor da Karaman, Mersin Toroslar ve Hatay sırtları bandı. Bu üç bölge en fazla yatırım yapılan bölge ve kapasite açısından oldukça yoğun. Biz mini YEKA RES’te, kurulumun daha az yapıldığı bölgelerin değerlendirileceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde duyurulması beklenen 2 bin megavat kapasiteli mini YEKA RES projelerinin yatırım tutarının 1,6 milyar avro seviyesinde olacağını öngörüyoruz.”
Elektrik depolama merkezi
Erol, kapasite ölçekleri küçüldükçe diğer YEKA projelerinde olduğu gibi bir Ar-Ge merkezi ya da fabrika kurulumu zorunluluğunun da ortadan kalkacağını düşündüklerini söyledi.
Projeler için gerekli ekipmanın yerli firmalardan rahatlıkla sağlanabileceğine işaret eden Erol, “Türkiye’de yüzde 50 yerlilikle rüzgar ekipmanı satın alınabiliyor. Ayrıca mini YEKA RES projelerinin bir kısmında elektrik depolanması şartı aranırsa, uzun yıllar sektörün beklediği bir gelişme gerçekleşmiş olacak. Bu, hem doğal kaynağın kendisinden gelen sistemdeki dengesizlikleri önlemede altyapıya yardımcı olacak hem de daha güvenilir ve sağlam bir elektrik altyapısına kavuşacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA