Kapanma sonrası, yaşadığınız veya çalıştığınız binayı COVID’e karşı güvenli hale getirmeye hazırlanırken, binanızın yangınlara karşı korunma derecesini istemeden de olsa düşürebilir ve başka bir tehlikeye maruz kalabilirsiniz. Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, binanızın kullanım amacının veya (geçici düzenlemeler de dâhil olmak üzere) yerleşim düzeninin değiştirilmesi durumunda yangın risk değerlendirmesine ihtiyacınız olup olmadığını düşünmenizi tavsiye ediyor.
Ticari bina sahipleri hem çalışanları hem de üçüncü şahısları güvende tutmak için mevcut alanlarını nasıl kullanmaları gerektiğini düşünmek durumundalar. En azından kısa vadede ve muhtemelen orta veya uzun vadede sosyal mesafeyi nasıl uygulayabileceğimizi planlamak zorundayız. Bu hem bina yerleşim düzenini değiştirmemiz hem de insanların bina alanında nasıl hareket edebileceklerini değiştirmemiz gerektiği anlamına gelir.
Bina yönetmeliklerine göre, herhangi bir mülkte yapacağınız değişikliklerde, mevcut yangın risk değerlendirmenizi yeniden gözden geçirmelisiniz. Binaların yerleşim düzenindeki değişikliklerin bir sonucu olarak (koruyucu bariyerler ve ekranlar gibi geçici dâhili ve harici yapıları da kapsayacak şekilde); yangın algılama ve alarm sistemlerini, çıkış işaretlerini ve acil aydınlatma sistemlerinin yerleşimini göz önüne almalısınız.
Artan Riskler
Halihazırda, binalardaki pek çok değişiklik COVID-19 riskini en aza indirecek şekilde gerçekleşiyor. Ancak ne yazık ki, bu hedefimizi gerçekleştirmeye yönelik adımlar atarken, bazı durumlarda başka bir tehlikeye istemeden de olsa davetiye çıkarıyoruz: Yangın tehlikesine. Yangın, binada bulunan kişiler ve bina sahipleri için ciddi bir risktir. Şirket sahiplerinin veya bina yöneticilerinin, büyük para cezalarıyla karşı karşıya kaldıkları pek çok durumun yanı sıra, temel yangın güvenliği gereksinimlerini karşılayamadıkları için veya yangın güvenliği planının eksikliğinden dolayı hapis cezasına çarptırıldıkları olağanüstü örnekler görülmüştür.
Durup bir an için düşündüğümüzde, COVID-19’a karşı koruma sağlamak için uygulamaya konulan pek çok tedbirin yangın güvenliğini etkileyebileceğini fark edebiliriz.
Kaçış Yolları
Örneğin, mağazalara ve konaklama yerlerine bakalım. Bu tip lokasyonlarda, tesis içinde yürüyüş yönünü gösteren oklarla ya da bazı durumlarda geçitler bariyerler, halatlar veya bantlarla kapatılarak tek yönlü bir akış sağlanmıştır. Binanın tahliye edilmesini gerektiren acil bir durum, şüpheye ve kafa karışıklığına neden olabilir ve hatta binada bulunan kişilerin acil çıkışlara kolayca ulaşmasını engelleyebilir.
Bu durumun acil aydınlatma armatürleri ve çıkış işaretleri üzerinde etkileri olacaktır; bu armatür ve işaretlerin bazıları an itibarıyla basit ve güvenli tahliye için yanlış yerde olabilir. Bu yeni kaçış yollarının her birinde yangın söndürücülerin bulunup bulunmadığını kontrol etmelisiniz.
Birbirinden Ayrı Alanlarda Bulunan Bireyleri Uyarmak
Yeni odalar inşa ediyorsanız, alanları bölüyorsanız veya insanları belirli sıralarda ayırmak için binanın yerleşim düzenini değiştiriyorsanız, her yeni alanda yangın dedektörlerinin kurulu olup olmadığını ve insanların binanın içindeyken yangın alarmlarını işitebildiğini ve/veya görebildiğini ve bu alarmların standartlarla uyumlu olup olmadığını kontrol etmeniz gerekir. Bu bölmelerden bazıları, dumanı dışarıya atan bir hat oluşturdukları veya çoğu durumda plastikten yapıldıkları için, yangın esnasında çok daha fazla duman çıkabilir. Bazı bölmeler ise, sulama sistemlerinin etkisini azaltabilir. Perakende satış mağazası örneğinde, ödeme noktalarının çoğu, insanların sırada beklerken birbirlerinden ayrı olarak hizalanmaları için ahşap, şeffaf plastik veya Perspex’ten oluşan geçici bir yapıyla çevrelenmiştir, ancak bu kasalar genellikle çıkışların yakınındadır. Ödeme noktalarını çevreleyen bariyerler alev aldığında, kalın ve zehirli duman ortaya çıkacaktır. En kötü senaryo gerçekleştiğinde ve yangın çıktığında, herhangi bir acil çıkış yolunu kapatıyor olabilirsiniz.
Risk Değerlendirmesi
İşe dönerken bu önlemlerin birçoğunu uygulamamız gerekse de, sorumlu olduğumuz alanlarda çalışanların ve halkın karşılaşabileceği tüm riskleri göz önünde bulundurmak bina sahipleri ve işverenler olarak öncelikli görevimizdir. Bu, yeni önlemlerden kaynaklanan riski azaltabilmemiz için yangın güvenlik sistemlerimizi uyarlamamız veya değiştirmemiz
ve ayrıca, yaptığımız bazı seçimleri de yeniden gözden geçirmemiz gerekebileceği anlamına gelir. Örneğin, bölmeler oluşturmak için hangi malzemeleri kullandığımızı düşünebiliriz.
İyi tasarlanmış bir yangın güvenlik sistemi yüzde yirmi ekstra kapasiteye sahip olacak ve bağlı olduğu sistem içinde esneklik sağlayacaktır. Ancak, ne yazık ki, pek çok bina sahibi yangın güvenlik sistemini kullanmamakta; kullananlarsa binalarda yapılması gereken değişikliklerin boyutunu dikkate almamaktadır.
Değişiklikler Işığında Yangın Güvenliğini Planlamak
Yeni inşa edilen ve yenilenen binalarda yangın güvenliği sistemlerini tasarlarken esnekliği göz önüne almak da önemlidir. Gelecekte binaları daha esnek şekilde inşa etmemiz ve binaların kullanım amaçlarını ve yerleşim düzenlerini düzenli olarak değiştirmemiz gerekeceği açıktır. Başka bir salgınla yüzleşmesek bile, çalışma ve boş zamanlarımızı değerlendirme şeklimizin değişmesi ve bu anlamda çağa ayak uydurmamız muhtemeldir.
Yangın güvenlik sistemlerini esnekliğe önem vererek ve adaptif tahliye teknolojisini de göz önünde bulundurarak kurduğunuzda; binanızın geleceğini, kendinizi ve en önemlisi de binanızdaki insanları korursunuz. Eğer binaları daha uyumlu ve modüler hale getiriyorsanız, yangın güvenliği sisteminin tüm parçaları için aynı özeni göstermelisiniz.