İzocam, Sürdürülebilir Yapılar için Yalıtım Danışmanlığı Rolünü de Üstleniyor

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı ile şirketin faaliyetleri ve doğru yalıtımın sürdürülebilir yapıların inşasındaki rolü üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

  • Yeni Nesil Yapı Malzemeleri ve İnşaat Teknolojileri kapsamında, son dönemde geliştirmiş olduğunuz ürünleriniz ve hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

İzocam olarak yeni ürünlerin ciromuz içindeki payına yani ‘inovasyon katsayısı’na büyük önem veriyoruz. %20,5 oranında olan yeni ürünlerin ciromuzdaki payını, bu sene de korumayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, değişen piyasa koşullarına ve müşteri ihtiyaçlarına uygun olarak Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapıyoruz. Doğru ihtiyaca doğru çözüm geliştirme hedefi ile Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde daha ekonomik ve yüksek ısıl konfor sunan ürünleri piyasaya sunmaya devam ediyoruz. Her ihtiyaca uygun ürün geliştirmek en önem verdiğimiz konuların başında geliyor.

Geçtiğimiz dönemde Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde hafif ara bölmelerde kullanılmak üzere geri dönüşümlü malzemeler de kullanarak geliştirdiğimiz, “İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası ve Şiltesi”ni sektöre kazandırdık. Farklı kalınlıklarda üretilebilen Mineral Yün Ara Bölme Levhası ve Şiltesi, ara bölme duvarlarda, ısı ve ses yalıtımı sağlıyor; A1 sınıfı yanmaz özelliği sayesinde olası yangınlarda zaman kazandırıyor. Sektörün ve kullanıcıların beklentilerine en iyi şekilde yanıt verebilecek ölçüde geliştirilen İzocam Ara Bölme Levhası ve Şiltesi, TSE, CE ve EUCEB belgelerine de sahip ve kalitesini uluslararası alanda kanıtlıyor. Mayıs 2017’de yayımlanan “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” esaslarına göre, farklı işlevlere sahip binalarda duvar performansı bina hassasiyetleri doğrultusunda A’dan F’ye sınıflandırılıyor. Bu kapsamda değerlendirilen İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası ve Şiltesi ile yüksek performanslı ses yalıtımı elde edilebiliyor. Düşük ısı iletim katsayısı ile ürün, farklı sıcaklık ve zamanlarda iklimlendirilen hacimler arasında da enerji verimli ara duvarların teşkil edilmesini sağlıyor, enerji tasarrufu ve konforu artırıyor. Bu şekilde de sürdürülebilirliğe katkısı olan bir ürün. Ayrıca, İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası ve Şiltesi, esnekliği, yumuşaklığı ve farklı ebatlarıyla her türlü yüzeylere ve detaylara kolaylıkla uygulanabiliyor ve uygulayıcıya zamandan tasarruf sağlıyor. Sahip olduğu EUCEB belgeli doğal içeriği ve kolay kesimi sayesinde, uygulayıcıya rahat ve sağlıklı bir çalışma ortamı sunuyor. Kendi başına ayakta durabilen bir ürün olduğu için güvenli bir uygulama imkanı sağlarken, herhangi bir ilave malzeme gerektirmeden, yapılan uygulamalara hız ve kalite kazandırıyor.

İzocam Foamboard 2000 D – 3000 D – 3500 D ise, yüzeyi düz ekstrüde polistiren levha olup teras çatı uygulamalarında su yalıtım membranının üzerinde ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor. Bu ürünümüz, yüksek basma mukavemeti ve bünyesine su almama özellikleriyle öne çıkıyor. Uygulama esnasında mevcut eğim betonu üzerine, su ve buhar yalıtım katını oluşturan örtü (bitümlü, pvc, tpo vb. membran) seriliyor. PVC membran ile yapılan su yalıtım uygulamasında İzocam Foamboard ısı yalıtım levhaları serilmeden önce araya ayırıcı tabaka geotekstil keçe kullanılıyor. İzocam Foamboard levhalar su yalıtımının üzerine ek yerleri tam olarak birbirini tamamlayacak şekilde, yapıştırılmadan diziliyor. Levhaların üzerine filtre elemanı ve ayrıcı keçe görevi yapan örtü seriliyor. Yürümeye uygun olmayan teras çatılarda ise örtünün üzerine ağırlık oluşturmak ve güneş ışınlarını yansıtmak amacıyla, açık renkli, yuvarlak ve yıkanmış çakıl seriliyor. Yürünebilen teras çatılarda ise döşeme kaplaması olarak, plastik takozlara oturan prekast karolar (beton, ahşap vb.) yerleştiriliyor. İstenildiği takdirde, kumla veya harçla döşenen kaplamalar da yapılabilir. Bahçe teras çatılarda, çakıl dahil katmanlar yürünmeyen teras çatılarda olduğu gibi uygulanıyor. Çakılın üzerine filtre elemanı ve bitki toprağı serilerek uygulama tamamlanıyor.

Son dönemde geliştirdiğimiz bir diğer ürünümüz de Tekiz Sinüs Panel. Spor salonu, AVM ve fabrika gibi geniş alanlarda kullanılmak üzere mineral yün yalıtımlı sandviç panel olarak geliştirildi. Taşyünü kullanılarak üretilen bu ürün yanmazlık ve dayanıklılık özellikleriyle öne çıkıyor. Endüstriyel yapılar için devrim niteliğinde olan Tekiz Sinüs Panel, sektöre mimari ve estetik açıdan yeni bir soluk getiriyor. Tekiz Sinüs Panel’in tasarım açısından en büyük özelliği sinüs şeklinde dalgalara sahip olması ve diğer düz yüzeyli panellerle de birleştirilebilmesi. Farklı renk sac seçenekleriyle de dikkat çeken Tekiz Sinüs Panel hem form hem de farklı renk kullanma imkanıyla endüstriyel bina cephelerine tasarım zenginliği sağlıyor. Gizli vidalama özelliği sayesinde birleşim detayları görünmeyen Tekiz Sinüs Panel, sanayi binalarının cephelerinde de tercih ediliyor. A sınıfı yanmaz taşyünü dolgusu sayesinde özellikle yangın güvenliği gerektiren binalarda güvenle kullanılabiliyor. Endüstriyel binalara yangın dayanımı sağlarken, aynı zamanda binanın enerji verimli ve çevre dostu olmasına da olanak tanıyor. Sağladığı bu özelliklere ek olarak uygulanan binanın ses yalıtımına da katkı sunuyor.  Yüksek ısı yalıtımı sağladığı için çevre dostu bir ürün olarak nitelendirilen Tekiz Sinüs Panel sürdürülebilir sanayi alanları yaratarak, yatırımcıyı daha az enerji tüketmeye yönlendiriyor. Tekiz Sinüs Panel TSE belgesine sahip olup 2 metal sac arasında EUCEB belgeli, CE belgeli, A sınıfı yanmazlık belgesi olan İzocam Taşyünü kullanılarak imal ediliyor. Ürün ayrıca yasal olarak sunulması gereken performans beyanlarına, mekanik özelliklerle birlikte yanmazlık raporlarına da sahip.

Son olarak piyasaya sunduğumuz ürünümüz Mineral Yün İzocam Kalibel, ısı ve ses yalıtımında profesyonel çözüm sunuyor. Kolay ve hızlı uygulama avantajı sayesinde hastane, okul ve konut gibi yapılar başta olmak üzere tüm binalarda tercih ediliyor. Bir yüzü alçı plaka kaplı camyünü levhadan oluşan kompozit bir ürün olan İzocam Kalibel, dış duvarların iç yüzeylerinde, iç bölme ve komşu duvarlarda, merdiven ve asansör boşluklarına bitişik duvarlarda, ahşap karkas yapıların içten giydirilmesinde ses ve ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor. Aynı anda hem mineral yün hem de alçı levhanın uygulanmasına imkân sağlayan İzocam Kalibel ile yerinde uygulama süresi kısalıyor ve iş gücünde verim artıyor. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB belgesine de sahip olan bu ürünün bio-çözünürlüğü uluslararası standartlarda kanıtlanıyor. Isıl konforu desteklerken ses yalıtımı da gerçekleştiren İzocam Kalibel, binalarda kesintisiz konfor sağlıyor. Binalara ağırlık yapmayan hafif bir yapıya sahip olan bu ürün, herhangi bir aksesuar gerektirmeden, hızlı ve kolayca uygulanıyor. Yanmaz bir ürün olarak binaların yangın güvenliğine katkı sağlayan İzocam Kalibel, küf ve nem oluşumuna karşı da duvarları koruyor.

  • Sağlam Yapılardan Yaşanabilir Şehirlere ulaşılabilmesi hedefiyle, “Kentsel Dönüşüm” projelerinde özellikle tercih edilen ürünlerinizin / hizmetlerinizin hangileri olduğunu öğrenebilir miyiz?

Kentsel dönüşüm projelerinde yönetmeliklere uygun şekilde ürettiğimiz ürünler sayesinde, tüm ürünlerimizin tercih edildiğini ifade edebilirim.

İzocam olarak, yalıtımın farklı uygulama ihtiyaçlarına (ısı yalıtımı, gürültü kontrolü, akustik ve yangın güvenliği) ve alanlarına yönelik (konut, sanayi, iklimlendirme, dayanıklı tüketim malları vb.) yalıtım ürünleri tasarlayan, üreten ve pazara sunan bir firmayız.

Geniş ürün yelpazesine sahip ve her ihtiyaca uygun yalıtım çözümleri sunabilen öncü bir markayız. Zeminden, cephe ve çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar her uygulama alanı için nitelikli yalıtım malzemeleri üretiyoruz. İzocam ürünleri, konuttan okul ve hastanelere kadar her binanın ve tesisatın yalıtım ihtiyacına etkin çözümler sunuyor. İnşaat ve iklimlendirme sektörlerimiz için yalıtım malzemeleri üretmenin yanı sıra; vagonlardan evlerimizde kullanılan fırınlara, yangın kapılarından güneş kolektörlerine kadar geniş bir alanda ısı ve ses yalıtımını, yangın güvenliğini sağlayan yalıtım ürünleriyle sektörde faaliyet gösteriyoruz.

61 bin m²’lik alana sahip olan Dilovası tesisimizde yıllık 75 bin ton kapasite ile ısı ve ses yalıtımı, yangın güvenliği sağlayan taşyünü üretiyoruz. 131 bin m²’lik alanda bulunan Tarsus tesisimizde, yıllık 55 bin ton kapasite ile ısı ve ses yalıtımı, yangın güvenliği sağlayan Camyünü üretiyoruz. 86 bin m²’lik alanda bulunan GEBKİM tesislerimizde yıllık 560 bin m³ kapasiteli ekstrüde polistiren (Foamboard), 6 bin ton kapasiteli ekspande polistiren (İzopor) ve ve İzocam Tekiz tesisimizde 4 milyon m² yalıtımlı panel ve sac işleme kapasitesiyle sanayi yapılarına yönelik nitelikli ve hızlı çözümler üretiyoruz. Eskişehir tesislerimizde ise, 20.000 m²’lik alanda yaptığımız üretimle yıllık 4.500 ton kapasiteli elastomerik kauçuk (Optiflex ve İzocamflex) ve 700 ton kapasiteli polietilen yalıtım ürünlerimizle ısı, ses yalıtımı ve yoğuşma kontrolü sağlıyoruz.

Ancak İzocam’ın uzmanlığı sadece ürettiği ürünlerle sınırlı değil. Türkiye’nin en önemli projelerine hizmet sunmaya, yalıtım ürünleri ile ilgili ürün ve uygulama danışmanlığı yapmaya devam ediyoruz. Türkiye ve yurtdışında pek çok projeye yalıtım danışmanlığı hizmeti veren İzocam her ihtiyaca uygun şekilde sunduğu ürün ve çözümleri ile Türkiye’nin iddialı projelerinde çözüm ortağı olarak yer alıyor ve yalıtım danışmanlığı rolünü üstleniyor.

  • Projelerde tercih edilen ürünlerinizin/hizmetlerinizin, ilgili müşterilerinize sağladığı katma değerler hakkında neler söylemek istersiniz?

İzocam, inovasyon ve Ar-Ge’ye verdiği değer sayesinde 58 yıldır yalıtım sektörünün lideri konumunda yer alıyor. Ar-Ge ile ilgili hedeflerimize ulaşırken sadece mevcut ürün gamımızı kullanarak değil, yeni teknolojilerden de faydalanarak katma değeri yüksek ürün ve çözümlerle yol kat ediyoruz. Ürün gamımıza Ar-Ge çalışmalarımız doğrultusunda müşterilerimizin ve pazarın beklentisine uygun yeni ürünler ekliyor, yalıtım ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayabilen güçlü bir marka olma özelliğimizi koruyoruz.

EUCEB sertifikası ile birlikte TSE ve CE belgelerine de sahip olan İzocam mineral yün ürünleri, yüksek standartlarda sunduğu ısı ve ses yalıtımının yanında A1 sınıfı yanmaz özelliğiyle binaların yangın güvenliğini de arttırıyor. İzocam Taşyünü ve Camyünü, üretiminde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde, kullanılan binaların LEED – BREAM ve Ulusal Yeşil Sertifika Sistemimiz olan “YeS-TR” gibi yeşil bina sertifikası almalarına da olanak sağlıyor.

Yalıtım, ekonomik kalkınmamız ve enerji tasarrufu için de kritik öneme sahip. Yalıtım için harcanan maliyetin lüks bir harcama değil, aksine tasarruf ve konforun yakalanması için yapılması gereken ciddi bir yatırım olduğunu unutmamamız gerekiyor. Doğru yalıtım malzemesi, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile yalıtım yapmak bina ömrü boyunca en iyi getiriyi ve en yüksek konforu sağlıyor. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir binada, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu elde ediliyor.

Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilmektedir. Konutlarda en sık karşılaşılan problem ise ‘yalıtım eksikliğinden dolayı ısınamama’ sorunudur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları araştırmasına göre nüfusun yüzde 39,3’ü konutunda yalıtım eksikliğinden dolayı ısınma sorunu yaşamaktadır. Nüfusun yüzde 36,9’u ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle karşılaşmaktadır. Oysa ısı yalıtımı, kendini kısa zaman içinde amorti ederek hem daha iyi ısınmanızı hem de enerji faturalarınızda tasarruf etmenizi sağlar.

Aynı zamanda Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni de tüm ithalat içindeki yüzde 20-25 gibi ciddi bir paya sahip olan enerji ithalatıdır. Türkiye olarak milyarlarca dolar ödeyerek kullandığımız enerjiyi yurtdışından satın almaktayız. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’ı binalarda, yaklaşık yüzde 30’u sanayide, geri kalanı da ulaşım ve tarım gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tasarruf konusunda almamız gereken çok önemli bir yol bulunmaktadır.

Tüm bu verilere rağmen Türkiye’deki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde %20’sinin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda olduğunu biliyoruz. Bu noktada devletimizin öncülüğünde halkımıza avantajlı Yalıtım Kredisi imkanı sunulmaya başlanmasını çok değerli bir adım olarak görüyoruz.

Unutmamak gerekir ki yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararlı gaz salımlarının azaltılması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Bu nedenle her zaman bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.

  • Geliştirdiğiniz ürünlerinizin üretim süreçleri dolayısıyla çevresel etkileri düşünüldüğünde, Sürdürülebilir Odaklı olması ve Kurumsal Karbon Ayak İzi konularında neler söylemek istersiniz?

Türkiye’yi çevre dostu ve sağlıklı yalıtımla tanıştıran lider marka İzocam olarak, attığımız her adımla karbon ayak izini azaltmakta kararlıyız! İzocam’ın hikayesinin başladığı 58 yıl önce varoluş amacımızı doğal kaynaklara zarar vermeden, can ve mal güvenliğini dikkate alarak, enerji tasarrufu ve konfor sağlayan çevreci ve sürdürülebilir yalıtım çözümleri geliştirmek olarak tanımlamıştık. Çıktığımız bu yolda, kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği, sürdürülebilir yapıların inşası, enerji tasarrufu, çevreyi koruma ve yaşam kalitesini iyileştirme motivasyonu ile çalışan bir şirket olma özelliğimizi halen koruyoruz.

İzocam olarak kuruluşumuzdan bu yana ürettiğimiz yalıtım ürünleriyle 650 milyon ton CO₂’in atmosfere salımını önledik. Üretimden, ürünlerimizin içeriğine, ambalajlarından ve satışına kadar olan tüm süreçlerde sürdürülebilirlik konusunu merkeze alıyoruz. Bu kapsamda farkındalık yaratıcı projelere imza atmaya özen gösteriyoruz. Sadece çevre dostu ürünler geliştirmenin sürdürülebilirlik açısından tek başına yeterli olmadığının da farkındayız. Sürdürülebilirlik için ürünlerin katkısını da kullanıcı ile buluşturmak, toplumsal farkındalık yaratmak gerekiyor. Biz de çevre dostu yatırımlarımız kapsamında bu bilinçle hareket ediyoruz.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-45.png

İzocam olarak sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak uzun vadeli hedeflerimizi hayata geçirebilmek için planlama ve hazırlık çalışmalarımız devam ediyor. 2050 yılına kadar karbon nötr olma yönünde bir hedefimiz var. Seragazı emisyonlarımızın azaltılması, su tüketimlerinin ve atıksu oluşumlarının sınırlandırılması, alternatif hammadde kaynaklarının üretim süreçlerine adapte edilmesi ve döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak birçok proje çalışması 2030 yılı ve 2050 yılı sürdürülebilirlik hedeflerimize uyum sağlamak için detaylı programlar halinde ele alınıyor. Bu kapsamda İzocam olarak 2030 yılına kadar, direkt ve indirekt sera gazı emisyonlarını en az %33 azaltmayı hedefleyen yatırım planlarını bu sene devreye almaya başladık. Konuyla ilgili çalışmalarımız önümüzdeki yıllar içinde artarak devam edecek.

Çevre, iş sağlığı ve güvenliği ile projelerimizin başında, Tarsus Tesisi’nde yaptığımız baca filtresi yatırımı geliyor. Tesisimizin çevresel koşullarla en uyumlu şekilde çalışmasını sağlamak üzere attığımız bu çevre dostu teknolojik yatırımla, dünya standartlarında hava emisyon değerlerine ulaşmayı hedefledik. 2021 yılında devreye aldığımız bu yatırımımız ile otoritelerce 150 mg/Nm3 olarak istenen sınır değerin yaklaşık 3’te 1’i seviyelerine ulaştık. Bu sayede yeni yatırımımız ile sürdürebilir bir dünya için yaptığımız katkıyı bir üst seviyeye taşımayı amaçladık.

Hem karbon salımı azaltımı hem de enerji maliyetlerinin azaltımı hedefimiz çerçevesinde Taşyünü ve Camyünü üretim tesislerimizde enerji izleme sistemleri kurarak geri kazanım, verimlilik projeleri uyguladık.

Yine enerji kullanım azaltımı çerçevesinde tüm tesislerimizde aydınlatma tiplerini çevreci uygulamalarla yeniledik.

Özellikle fırın üreticileri için tasarladığımız ürünlerimizde geliştirmelerle emisyon seviyelerimizi Avrupa standartlarının da çok altına indirdik.

Sürdürülebilirliğe katkı sağlayan çevre dostu faaliyetlerimiz tesislerimize yaptığımız yatırımlarla sınırlı değil. Ürünlerimizin içeriğinden, ambalajına kadar her detayda sürdürülebilirlik katkısını ön planda tutan çalışmalar ve yatırımlar gerçekleştirdik.

Geçtiğimiz dönemde mineral yün ürün grubumuzun ambalajlarını yenilemeye başlamıştık. Daha önce İzocam Camyünü’nün ve İzocam Taşyünü’nün ambalajlarını, Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma için belirlediği küresel hedeflere olan katkısını vurgulayacak şekilde yenilemiştik. 2022 yılında da İzocam Foamboard’un ambalajlarını, insan sağlığına ve çevreye duyarlılığı da ifade edecek şekilde yeniden tasarladık. Yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda daha az boya kullanarak, ambalaj boyları ve kullanılan paketleme miktarları yeniden düzenlenerek çevre dostu bir ambalajlama elde ettik.

Ayrıca, sağlıklı yalıtımın hak olduğuna inanan bir firma olarak, üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz ve geçtiğimiz dönemde tüketiciyi sağlıklı yalıtım konusunda bilinçlendirmek üzere kampanyalar yürütmeye başladık. Çevre dostu malzemeler içeren İzocam mineral yünler, dünyada en çok bilinen ve en güvenilir ürünler arasında yer alıyor. İzocam olarak; yerel ve geri-dönüştürülmüş içeriğe sahip ürünlerimizle sürdürülebilirliğe hizmet ederken, ürünlerimizin içeriği ile tüm canlılara ve doğaya sağlıklı bir yaşam sunuyoruz. İzocam, yalıtım sektöründe, deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların vücuttan zararsız bir şekilde atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikasına sahip olan ilk kurum olma özelliği taşıyor.  Uzun yıllardır İzocam Taşyünü ve İzocam Camyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için aralıksız yatırımlar yapıyoruz.

İzocam olarak, 2022 sosyal sorumluluk faaliyetlerimiz çerçevesinde imza attığımız tüm karar ve eylemlerde de çevresel sorumluluğu merkeze aldık. Sürdürülebilirliğe, küresel iklim değişikliği ile mücadeleye ve iyi yaşam hakkına dikkat çekmek amacıyla rotamızı denizlere çevirerek, “Sürdürülebilir yarınların arkasında İzocam var” mottosuyla kurduğumuz yelken takımı ile denizlere yelken açmaya başladık. Profesyonel yarışçıların yanında Sailmaster ekibinden temel yelken eğitimi almış İzocam çalışanlarımızdan oluşan İzocam Yelken Takımı, 2022 yılı boyunca toplamda 4 trofe ve 34 yarışta yer aldı. Gelecek kuşaklara mavi kıyılar ve yaşayan bir deniz bırakma hedefiyle İstanbul Bebek sahilinde de önemli bir etkinliğe imza attık. DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ve Aktif Balık Adamlar ekipleri ile iş birliği yaparak gerçekleştirdiğimiz kıyı ve dip temizliği etkinliğimiz kapsamında, sadece 3 saatte 35 kilogram atığı denizden uzaklaştırılarak geri dönüşüm tesislerine ilettik. İzocam olarak, yıl içinde TEMA Vakfı işbirliği ile gerçekleştirdiği fidan bağışı projesiyle de yaklaşık 17 futbol sahası büyüklüğündeki orman alanını ağaçlandırdık.

  • Son olarak, eklemek istedikleriniz?

Ülke olarak 6 Şubat sabahı deprem gerçeğiyle en acı şekilde tekrar yüzleştik. Art arda meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen yıkıcı depremlerle son yüzyılın en büyük felaketini yaşadık. Bu deprem bizlere, binalarımızı gerek planlamaları gerekse tüm yapı elemanlarıyla birlikte eksiksiz ve güçlü bir şekilde inşa etmemizin önemini bir kez daha hatırlattı.

Enerji tasarrufu için vazgeçilmez olan yalıtım uygulamaları, aynı zamanda binaların depreme dayanıklılıklarını korumak gibi önemli bir görevi daha üstleniyor. Binalarda uygulanan radye temel, tünel kalıp taşıyıcı sistem, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar, kritik noktalarda kullanılan yalıtım ürünleri de binaların depremlerde ayakta durması için gereken öncelikli unsurlar arasında yer alıyor. Binaların dayanımının uzun yıllar ilk günkü gibi korunması için binaları dış etkenlere karşı korumamız gerekiyor. Dolayısıyla binalarımızın depreme dayanıklı olması amacıyla almamız gereken önlemlerden biri, doğru şekilde hesaplanan ve nitelikli malzeme ve işçilikle uygulanan ısı ve su yalıtımı…

Doğru ve nitelikli yapılan ısı yalıtımı uygulamaları, ısıl farklar karşısında duvarlarda yoğuşma olmasını, dolayısıyla duvarlar içinde rutubet oluşmasını engelliyor. Rutubet gözle görülmeyen, bununla birlikte hem hane halkının sağlığına hem de binanın taşıyıcı sistemine zarar veren bir oluşum. Binanın taşıyıcı sisteminde oluşan ve gözle görülmeyen hasarlar, yer sarsıntılarında binanın mukavemetini sağlayamamasına sebep olabiliyor.

Ayrıca, özellikle toprak altında suyun bulunduğu bölgelerdeki su yalıtımı doğru yapılmayan binalarda temellerden tüm taşıyıcı sisteme kılcal yollarla ilerleyen su, kolon ve kirişlerin içindeki donatı yani demir iskeleti korozyona uğratıyor. Bu olumsuz durum binanın depreme karşı mukavemetinin büyük oranda düşmesi ile sonuçlanıyor. Bu kaygı verici tablo, meydana gelecek depremlerde binanın güvenliğinin yok olması anlamına geliyor. Bu nedenle ısı yalıtımı gibi su yalıtımı yaptırmak da tüm binalar için hayati önem taşıyor.

Dolayısıyla hem ülkemizin ekonomik anlamda kalkınması hem de binalarımızda enerji tasarrufu sağlayabilmemiz için elzem olan yalıtım uygulamalarının, binalarımızın depreme dayanıklılığında da kritik bir role sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor.

E-Bülten Kayıt