Türkiye’de de Etkili Olan Daniel Fırtınası’nın Şiddeti 10 Kat Arttı
İnsan faaliyetleri sonucunda artan karbondioksit emisyonları nedeniyle sıcaklıklar hızla yükseliyor. Yükselen sıcaklıklarla birlikte dünyanın birçok bölgesinde ölümcül seller yaşanıyor.
.
World Weather Attribution’un (WWA) raporuna göre; Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’da etkisini gösteren ve bu yıl 28 kişinin ölümüne neden olan Daniel Fırtınası’nın şiddeti, iklim değişikliğine bağlı olarak 10 kat arttı ve yüzde 40 daha fazla yağmur getirdi.
Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, her yıl dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen sellerin; çevreye, yerleşim alanlarına ve altyapıya verdiği zararı önlemek için belediyeler tarafından yapılması gerekenlere dikkat çekti
İklim değişikliği nedeniyle Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde ekstrem hava olayları daha sık ve daha yoğun hale geliyor. Bilim insanları, gezegeni ısıtan sera gazlarına bir çözüm bulunmadıkça bu durumun devam edeceğini söylüyor. Yeni araştırmalar da iklim değişikliğiyle şiddetli hava değişimlerinin daha yaygın hale geldiğini ortaya koyuyor.
Daniel Fırtınası yüzde 40 daha fazla yağmur getirdi
World Weather Attribution (WWA) adlı iklim araştırma grubu, insan kaynaklı sera gazı emisyonları nedeniyle yağışların yüzde 50 arttığını açıkladı. WWA’nın raporuna göre; Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’da etkisini gösteren ve bu yıl 28 kişinin ölümüne neden olan Daniel Fırtınası’nın şiddeti, iklim değişikliğine bağlı olarak 10 kat arttı ve yüzde 40 daha fazla yağmur getirdi.
Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, her yıl dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen sellerin çevreye, yerleşim alanlarına ve altyapıya verdiği zararı önlemek için belediyeler tarafından yapılması gerekenlere dikkat çekti:
“Sel, önlem alınmazsa eğer; evlerde ve işyerlerinde ağır maddi hasarlara yol açabiliyor, ulaşımı aksatabiliyor ve kanalizasyona aşırı yük bindirmesi sonucu pis suyun sel suyunu kirletmesine ve bu duruma bağlı olarak bulaşıcı hastalıkların oluşmasına neden olabiliyor.
28 Eylül’de İstanbul’da meydana gelen sağanak yağışlar da su baskınlarına neden oldu, yollar adeta göle döndü. Çünkü birçok ilçede; yeterli altyapı, yağmur suyu yönetimi veya drenaj yok.
“Belediyelerin erken müdahalesi ile selin yıkıcı etkileri azaltılabilir”
Sel felaketleriyle başa çıkabilmek için belediyelere önemli görevler düşüyor. Özellikle altyapısı yeterli olmayan ilçelerde, sel baskınlarına karşı hazırlıklı olmak ve ‘kabinli atık su pompa sistemleri’ ile taşkınlara müdahale etmek hayati önem taşıyor. Çünkü kabinli atık su pompa sistemleri ile yüksek su seviyelerini kontrol altına almak, sel sularının tahliye edilmesini sağlamak ve böylece can ve mal kayıplarını en aza indirmek mümkün. Kısacası belediyelerin erken müdahalesi ile selin yıkıcı etkileri azaltılabilir.
Kurulumu ve kullanımı oldukça kolay olan kabinli atık su pompa sistemlerini, belediyelerin yanı sıra; endüstriyel tesislerde, binalarda ve daha birçok yaşam alanında bulundurmak, taşkın durumlarında suyun tahliyesini kolaylaştırarak, yapıyı ve yaşamı koruyor. Özellikle belediyelerin acil müdahale pompalarını; kabinli, römorklu ve dizel motorlu, aksesuarları ile birlikte çalışmaya hazır bir şekilde depolarında bekletmeleri sel felaketi ile mücadelede hayati önem taşıyor. Pompaların kullanılmak istenen alana rahatlıkla taşınabilir olması da müdahaleyi kolaylaştırıyor” diyerek sözlerini tamamladı.