Enerjide “Yerli Aksam” İçin 3 STK’dan Tek Ses!

Temiz enerji kaynakları arasında en yüksek derecede potansiyel sunan Denizüstü Rüzgâr Enerjisi’nde (DRES) Türkiye’nin ilk sanayi envanteri çalışması tamamlayarak geçen Ocak ayında kamuoyuna açıklayan Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Derneği (DÜRED), Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) ve Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR); mevzuat oluşturma çalışmalarında da aktif görev alıyor.

Üç sivil toplum kuruluşu bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü’ne başvurarak, Yerli Aksam Yönetmeliği’ne denizüstü rüzgâr santrallerinin türbin temellerinin de dâhil edilmesini talep etti.

// KARASAL SANTRALLERİNE GÖRE ÇOK FARKLI

Başvuruya ilişkin üç STK adına ortak açıklamada bulunan Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak, Yerli Aksam Yönetmeliği’nin Türkiye’de yerli sanayinin gelişmesinde büyük rol oynadığını anımsatarak, karasal rüzgâr türbinleri ile ilgili detaylı teşvik mekanizması geliştirildiğini, denizüstü rüzgâr türbinlerinin ise bu noktada ciddi farklılıklar taşıdığını söyledi.

Deniz tabanına çakılarak sabitlenen santrallerin kurulumunda, özel olarak imal edilen deniz taşıtlarının kullanıldığını, üretilen enerjinin ise denizaltı kabloları ile karada belirlenen şalt sahalarına aktarıldığını kaydeden Durak, “Denizüstü RES’lerin temel dizaynları, deniz derinliği ve jeolojisine göre değişiklik göstermektedir. Temelin yanında geçiş parçası (transition piece) olarak adlandırılan ve denize çakılan temel ile rüzgâr türbin kulesi arasındaki bağlantıyı sağlayan mekanik aksam bulunmaktadır. Denizaltı kablolar, karada kullanılandan daha farklı bir yapıdadır. Bu ekipmanlar çoğunlukla tersanelerde üretilmektedir ve ülkemizdeki enerji sanayi sektörü ve tersaneler bu ekipmanların üretilmesi için yeterli tecrübeye sahiptir. Buna karşılık ilgili Yönetmelikte denizüstü rüzgâr türbin temeli ve geçiş parçası veya kullanılan gemiler ile ilgili herhangi bir yerli aksam destek fiyatı tanımlaması bulunmamaktadır.” dedi.

Üç sivil toplum kuruluşunun ortak çalışması ile uluslararası kaynakların araştırılarak farklı oranlar belirlenmesinin doğru olacağının kamu otoritelerine iletildiğini belirten Murat Durak, şu değerlendirmeyi yaptı:

// “YOLUN BAŞINDA HATA YAPMAYALIM”

“DRES’ler çok sayıda sektöre sipariş veren büyük bir mekanizmaya sahip. İstihdam boyutunda ise karasal RES’lere göre on kat fazla istihdam sağlıyor. Türkiye’de deniz kıyısındaki şehirlerimiz, aynı zamanda yüksek seviyede elektrik tüketen ve sanayi gelişimi olan şehirler. Üç sivil toplum kuruluşu olarak ortak hedefimiz, ülkemizin çok geç çıktığı bu yolculukta rakiplerine göre daha hızlı adımlarla yol alabilmesi. Doğru ve uygulanabilir teşvik mekanizması, sadece yerli üreticilerimiz için değil, bu alanda ülkemizde yatırım yapmak isteyen yabancı sermeyeli şirketlerin de dikkatle izledikleri bir süreci oluşturuyor. Henüz yolun başında hata yaparsak, sektöre telafisi zor zarar verebiliriz.”

 // TEMEL MALİYETİ TÜRBİNİN YARISINI BULABİLİYOR

Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı da Ulusal Enerji Eylem Planı’nda Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2035 yılında 29 bin 600 MW’a yükseleceğini, bu kapasite içerisinde denizüstü rüzgâr enerjisinin 5 bin MW seviyesinde pay alacağı bilgisini verdi.

Birkaç yıl içinde bu santrallerin kurulumlarına başlanacağını belirten Kalaycı, en düşük maliyetli olan tek kazıklı (monopile) DRES uygulamalarında türbin temeli maliyetinin, rüzgâr türbini maliyetinin yarısını bulabildiğine dikkat çekti. Kalaycı, farklı türbin temelleri için bu oranların değiştiğini, farklı temel tipleri ve bunların inşası ve bakımı için gerekli deniz taşıtlarının da teşvik kapsamına eklenmesi gerektiğini vurguladı.

 

E-Bülten Kayıt