Mekanik Projenin Algoritmasını Bozmamak Gerekiyor!

1987 yılında Gazi Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden mezun

oldum. İş hayatım boyunca mekanik tesisat, proje, müşavirlik, ve uygulama alanlarında çalıştım. 1990 yılında kurduğum ESSA Mühendislik bünyesinde ;hastaneler, oteller, spor salonları, alışveriş merkezleri, kültür merkezleri, konutlar, rezidanslar, askeri ve lojistik yapılar, endüstriyel bina sistem çözümleri, temiz su ve atık su arıtma sistemleri gibi projelerde mekanik tasarım, uygulama ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz.

Çorum Bölge Hastanesi, Adnan Menderes Üniversitesi Hastane Binası, Konya Hospital Koru Hastanesi,  Holıday Inn Otel / Ankara, Ramada Otel / Rize, Dozimetri Laboratuvarı / Ankara, Tubitak’ın Yüksek Biyogüvenlikli Laboratuarlarının / Kocaeli, İstanbul Kriminal Laboratuvarı, Doğu Bölgesi Emniyet İl Müdürlükleri ve Çevik Kuvvet Binalarının tasarımlarında mekanik proje koordinatörü olarak çalıştım.

İzmir, Konya, Karaman İçme Suyu Arıtma Tesisleri Sistem mekanikleri, Bor Madeni Paketleme Tesisleri, Et Kombinaları, Soğuk Oda Sistem Tasarımları, Sınav Soruları Baskı ve Ölçme Değerlendirme Merkezi  projeleri, endüstriyel çalışmalarımdan bazıları.

Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca ihtiyaç duyulan çeşitli illerdeki “F-16 Simülatör Binaları”nın, mekanik tesisat uygulama projelerine danışmanlık yaptım.

Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın bir çok lojman, bölge müdürlükleri ve şubelerinin de mekanik tesisat uygulama müteahhiti olarak çalıştım.

Mühendis ve Mimar Kadınlar Derneği (MÜKAD) Kurucu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanıyım. TTMD, AKL Mezunlar Derneği,  MMO, ATO ve TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu üyesiyim.

Evliyim, iki erkek evlat annesiyim.

1990’lı yıllarda bilgiye ulaşmak günümüzdeki kadar kolay olmadığı için işimi, kendi başıma öğrenmeye çalıştım ve bu hiç kolay olmadı.

Şimdilerde gençler genellikle hayatı biraz ağırdan alarak yaşıyorlar. Çok

erken yaşta sorumluluk almak istemiyorlar. Belki de doğrusu bu. Ancak 1990’lı yıllarda gençler arasında özel hayatı biran önce kurgulamakla ilgili telaşlar vardı, eşim ve ben de o rüzgara kapılan gençlerdendik. Zira henüz üniversite öğrencisiyken evlendik ve ben çok kısa bir süre sonra da anne oldum. Oğlumu hemen bir başkasına teslim etmek istemedim, kendim büyütmek istedim. Dolayısıyla çalışmaya başlamam zaman aldı. Ayrıca eşim, o yıllarda restoran işletmecisi olduğu için gece geç saatlere kadar çalışıyor ve sabah da işe geç saatlerde başlıyordu. Benim, eşimin çalışma saatleri ile  uyum sağlayacak bir iş bulmam zor gözüküyordu. Bu nedenle 1990 yılında ESSA Mühendislik firmasını kurdum. Kendi işimi kurarsam mesai saatlerini istediğim gibi ayarlayabileceğimi düşündüm, tabii ki o tecrübesizlikle kendi firmamı kurmamın daha fazla çalışmak anlamına geldiğini anlayamamışım. 1990’lı yıllarda bilgiye ulaşmak günümüzdeki kadar kolay olmadığı için işimi, kendi başıma öğrenmeye çalıştım ve bu hiç kolay olmadı. Neyin içine atladığımın farkına vardığımda ise artık çok geçti ve başladıktan sonra hiçbir işi yarım bırakmayı sevmeyen biri olduğum için tüm zorluklarla baş etmeyi tercih ettim. Aradan geçen yirmi dokuz yıl sonunda bu yaptığımın tamamen cahil cesareti olduğunu düşünüyorum.

Mühendislik eğitimi ile analitik düşünebilen bir insan haline geliyorsunuz

Genç kadın mühendislere öncelikle mesleklerine sahip çıkmaları ve asla

mesleklerinden  vazgeçmemelerini tavsiye ediyorum. Mühendislik çok kolay kazanılabilen bir unvan değil ;ancak hayatı çok kolaylaştıran bir meslek. Mühendislik eğitimi ile analitik düşünebilen bir insan haline geliyorsunuz ve yalnızca işinizde değil, hayatınızın her aşamasında plan ve program yaparak sonuç odaklı çalışmayı ve yaşamayı öğreniyorsunuz. Bu nedenle çok değerli bir eğitimdir ve kıymetini bilmek gerekir. Ben mekanik tesisat alanında çalıştım. Proje-uygulama-satış-müşavirlik olmak üzere masanın dört tarafında da bulundum. Çok severek çalıştım ve hala da işimi severek yapıyorum. Konuları ağır ve yelpazesi çok geniş bir çalışma alanı. Her proje farklı çözümler gerektirir, ezberi yoktur. Yeni çıkan her teknolojiyi okumak, dinlemek ve takip etmek zorundasınız. Tüm bunları yapabilmek için de işinizi çok seviyor olmanız gerekir. Genç kadın mühendis adaylarına da bölümlerini ve bölümlerde ne tür işler yapıldığını çok iyi araştırmalarını ve buldukları herhangi bir işte değil, en çok sevdikleri alanda çalışmalarını öneriyorum

Ben her iki evladımla da meslektaş olmak istedim ;ancak onlara bunu çok fazla hissettirip baskı altında bırakmak istemedim

İki oğlum var. Büyük oğlum, Çankaya Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret

okudu. Kendi tercihi idi. Şimdi birlikteyiz, şirketimizde idareci ve iş geliştirme müdürü olarak çalışıyor. Küçük oğlum, Atılım Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi. Ben her iki evladımla da meslektaş olmak istedim ;ancak onlara bunu çok fazla hissettirip baskı altında bırakmak istemedim, meslek tercihlerinde onların kendi isteklerine saygı duydum. İki erkek evlat annesi olmak çok keyifli, çok güzel bir ilişkimiz var. Birlikte çalışmaktan da, birlikte vakit geçirmekten de çok mutlu oluyoruz. Aynı zamanda iki kardeş birlikte bir firma kurdular, geleceğe yönelik hayalleri var. Ben sadece doğru yolu bulmaları konusunda onlara rehberlik ediyorum. Detaylarını kendileri kurguluyorlar.

Sorunsuz mekanik sistem çözümü için en doğru çözüm, projecinin, işin bitimine kadar kontrolörlük hizmeti vermesidir

Mekanik tasarım projelerinin, uygulamada değişiklik göstermemesi veya yapılması zorunlu olan değişikliklerde, mekanik tasarım ofisi mühendislerinin ve mekanik müteahhidin birlikte karar alarak, ilerlemesi noktasında “yatımcı”nın önemli bir faktör olduğu söyleyebilirim. Uzun yıllar çalıştığınız yatırımcılar, size güveniyor ve projenin değiştirilmeden uygulanması konusunda uygulamacı firmayı yönlendiriyor veya sizi uygulama aşamasında da şantiyesine davet ederek, her şeyin yolunda gidip gitmediğini teyit etmenizi isteyebiliyor.

Uygulamacı firmalardan mantıklı değiştirme talepleri geldiğinde biz de destek veriyoruz. Veya neden değiştirilmemesi gerektiğini izah ediyoruz ve mutlaka anlaşıyoruz. Ama bazen haberimiz olmayabiliyor. Ancak uzun toplantılar sonrasında alınan kararlarla hazırlanan bir projeye, bu süreçlerin hiçbirinde olmayan bir grubun yaptığı değişiklikler zarar verebiliyor. Mekanik Projenin algoritmasını bozmamak gerekiyor. Tabii ki sorunsuz mekanik sistem çözümü için en doğru çözüm, projecinin işin bitimine kadar kontrolörlük hizmeti vermesidir. Böylece projeler değişmeden uygulanır, değişecekse de projecinin insiyatifine bağlı olarak değişir ve günahıyla sevabıyla iş, sizin işiniz olur.

Projenin ana tasarımını yaparken enerjiyi, geri kazanabildiğimiz her noktada geri kazanımlı sistemler tasarlamayı hedefliyoruz.

Yapılarda en çok enerji tüketen elemanlar genel olarak mekanik tesisat

sistemleridir. Dünyada tüketilen elektriğin yarısından fazlası elektrik motorlarında tüketiliyor. Bizim kullandığımız pompa, fan gibi cihazlarda en verimli motorları ve en verimli frekans kontrolünü istemek artık projelerin olmazsa olmazıdır. Yine yakma sistemlerinde kontrollü veya oransal yanmayı talep etmek durumundayız. Soğutma gruplarında, frekans kontrollü sistemler kurgulamak, doğru zonlamalar yapmak çok önemli. Klima Santrallerinde çok özel bir durum yoksa ve taze hava oranı % 40’ın üzerinde ise  ısı geri kazanımlı sistemler tercih etmek zorundayız. Projenin ana tasarımını yaparken enerjiyi, geri kazanabildiğimiz her noktada geri kazanımlı sistemler tasarlamayı hedefliyoruz. Dolayısıyla doğru sistem seçimi çok önemlidir. Biz mümkün olduğunca enerjiyi en ekonomik kullanan sistemleri seçiyoruz. Her projenin kendi hikayesi vardır ve ihtiyaçları farklıdır. Erzurum’da ki bir projeye çalışırken ısıtma öncelikli sistemlerin en verimlisini kurgularken, Şanlı Urfa’da bir projede soğutma sistemlerinin en verimli  olanını  tercih etmek durumunda kalıyoruz. Otel projesi yapıyorsak gri su sistemlerini projeye dahil ediyoruz. Belki bu tercihlerimiz, ilk yatırım maliyetini biraz yükseltiyor ;ama yüksek verimli cihazları kullanmak, enerji geri kazanım sistemleri kurgulamak, yenilenebilir enerjiyi projenize dahil etmek, büyük tüketimli sistemlerde kogen ve trigen sistemler kurgulamak, kullanılabilecek (hava/su/toprak kaynaklı) ısı pompası sistem tasarımlarını projeye dahil etmek, işletme maliyetini düşürüyor.

Enerjide bu kadar dışa bağımlı bir ülke iken bunları göz ardı ederek çalışamayız. Kaldı ki evrensel olarak düşündüğümüzde de yenilenebilir enerji yeterince yaygın değil, fosil kaynaklar dünyayı kirletiyor, ozon tabakasında ciddi bir delik söz konusu. Bütün bunları düşündüğümüzde “duyarlı davranmak zorundayız” diyoruz ve proje yaparken “bu dünyayı çocuklarımızdan emanet aldığımız” gerçeğini unutmadan hareket ediyoruz.

Binalardaki konfor şartlarını sağlamak, mekanik tesisat mühendisinin işidir.

Tabii ki enerjiyi az kullanalım ;ama konfor şartlarını da göz ardı etmeyelim. Binalarda konforu ele alacak olursak, insanların hastayken, yoğun bakımdayken, çalışıyorken, spor yaparken, alışveriş merkezlerinde dolaşırken, kendilerini konforda hissettikleri şartlar farklılık gösterir. Ve bunlarla ilgili standartlar vardır. Konforu sağlayabilmeniz için binanın yapısal özelliklerini ve kullanım amacından kaynaklanan ısı kayıp ve kazançlarını göz önünde bulundurmanız gerekir. Binalardaki konfor şartlarını sağlamak, mekanik tesisat mühendisinin işidir. Konfor şartlarından taviz verilemez. Bazen gerçekten yatırımcıları ikna etmek, kamu tarafındaki kontrol mühendislerini ikna etmek zor olabiliyor Bazı projelerde süreci yönetmek, projeyi yapmaktan çok daha zor hale gelebiliyor.

Maalesef teknikerler bir araya gelip, emekli mühendislerin yetkileri üzerinden projecilik yapıyorlar.

Yapılardaki konforsuzluğun nedeni bazen hatalı tasarımlar da olabiliyor

;çünkü yeni mezun olan her mühendis, çok az deneyimle kendi ofisini kurup çok kısa süreli kurslarla her türlü işi yapabiliyor. Mühendislerin, yeterlilik şartlarının yeniden tanımlanması, kademeli olarak ve yaptıkları başarılı işlere bağlı olarak yetkilerinin zamanla genişletilmesi gerektiğine inanıyorum. Aynı şekilde kamu personelinin de bizler gibi uzmanlık tanımlamaları ve yeterlilik almaları gerektiğini düşünüyorum. Maalesef teknikerler bir araya gelip, emekli mühendislerin yetkileri üzerinden projecilik yapıyorlar. Ankara’da  ve İstanbul’da bu tip çalışan ofis sayısı az değil. Mutlaka denetlenmeli.

Gayrimenkullerde mekanik tesisatla ilgili detaylı durum tespiti yapılmalı ve kategorize edilmeli

İnsanlar, gayrimenkul alırken ilk kriterleri lokasyon ve mimari oluyor ;ancak içine girdikten ve kullanmaya başladıktan sonra da en çok mekanik tesisatla ilgili sistemlerden yakınıyorlar. Çok lüks yapılarda yerden ısıtma borularının yanlış hesaplanması sonucunda ısınamayan daireler ve ofisler, kat istasyonlarındaki eşanjörlerden yeterli sıcak su alınamamasından kaynaklı problemler, basınç problemleri, pis su sistemlerindeki gürültüler, hava akımları gibi birçok sorunla karşılaşıyorlar.

Tabii ki biz sektör içerisinde olduğumuz için gayrimenkul alırken bu konu öncelikli kriterlerimiz arasında ;ancak uzmanlığı farklı olan insanların bunu anlamasını bekleyemeyiz. Tüketici, binayı ancak belge üzerinden değerlendirebilir. Bu nedenle gayrimenkullerde mekanik tesisatla ilgili detaylı durum tespiti yapılmalı ve kategorize edilmelidir. “Bu yapı, mekanik tesisat açısından A,B,C,D sınıfıdır” diye belirtilebilmeli ve bu  kontrol edilebilir olmalıdır. Yapının enerji kimlik belgesi var, bu az çok bir şeyler ifade ediyor ;ama bu proje detaylandırılmalı ve alt başlıklarla geliştirilmelidir. Binada fayansı döşeyen ustanın da, kaynakçının da, projecinin de uzmanlık ve sertifikalarına göre değerlendirildiği bir belge verilmelidir. Bunu STK’lar ya da MMO gibi kurumlar çalışabilir. Bu sistem kurgulandıktan kısa bir süre sonra tüketici farkındalığı ile ilgili çalışmalar yapılır. Kamu spotları, afişler, seminerler gibi. Bir firmada bunu gören tüketici sizde neden yok diye sorgulayacaktır. Tüm bunlar yapıldıktan kısa bir süre sonra da yatırımcıların bunu uygulamak zorunda kalacağına inanıyorum.

Tasarım işi, ekip işidir. Her projenin ihtiyacına göre ekipteki kişiler farklılık gösterir.

Tasarım işi, ekip işidir. Her projenin ihtiyacına göre ekipteki kişiler farklılık gösterir. Biz, TUBİTAK için hazırladığımız biyogüvenlik seviyesi yüksek laboratuarlarda, uzman biyologlar ve doçentlik tezini ve doktorasını yapmış uzman kimya mühendisleri ile çalıştık. Her toplantıya konusunda uzman en az 10 kişi katılıyordu. Hayvan laboratuarlarında yine uzman biyologlar ve veterinerler ile çalıştık.

Özel hastane projelerinde ise toplantılara genellikle doktorlar ve yatırımcı katılıyor ve her bölüm için ayrı doktor grubu ile de çalıştığımız oluyor. Kullanıcı taleplerini anlamak için onları dinliyoruz. F16 simülatör binalarında pilotlardan ve hava kuvvetleri komutanlığındaki havacı generallerden brifing aldık. Mezbaha projesi yaparken veteriner hekimler, hayvanların dışkılarının toplanıp gübre tesisine gönderilmesi nedeniyle ziraat mühendisleri proje grubunda bulunuyordu.Projenin ihtiyaçları doğrultusunda ilgili uzmanlar ekipte yerini alıyor. Doğru yani ihtiyaca uygun proje için ekipteki kişiler ve onların söylemleri bizim için oldukça önemli.

Artık her proje ağırlıklı mekanik sistemler içeriyorken, yatırımcılardan ve kamudan, binalarını elektrik teknisyenleri ile işletmeye çalışmaktan vazgeçmelerini istiyorum.

Hastanın konforu önemli ;ancak yatak katlarında otel konforundan çok daha fazlası sağlanabilmeli. Ve tabii yatak katlarının dışındaki poliklinikler, acil, ameliyathane, yoğun bakım üniteleri, KVC, laboratuar alanları, enfeksiyon hastalıkları gibi birçok bölümde de bölümler arası enfeksiyonun taşınmaması için özellikle klima ve havalandırma sistemlerinde çok özel zonlama ihtiyaçlarını doğru bir şekilde kurgulamak gerekiyor. Projede yapıyoruz; ama uygulama sonrası işletme de çok önemli. Filtre bakımlarının zamanında yapılması ve denetimlerin çok sık yapılması gerekiyor. Başta çok güzel kurgulanan sistemler, bakımları zamanında yapılmadığı için enfeksiyon yayabiliyor. Bizim en büyük sorunumuz düzgün işletme sistemleri kurgulayabilmek ve denetim mekanizmalarını işletebilmek. Burada tüm yapılar için bir son söz eklemek istiyorum. Bazen de kurgulanan sistemler işletilemiyor. Artık her proje ağırlıklı mekanik sistemler içeriyorken, yatırımcılardan ve kamudan, binalarını elektrik teknisyenleri ile işletmeye çalışmaktan vazgeçmelerini istiyorum. Otel, hastane, AVM, rezidans gibi büyük ölçekli yapıların, mutlaka mühendislerden oluşan bir işletme grubu tarafından işletilmesi gerekiyor. Bununla ilgili yasal  zorunluluklar var ;ancak denetimlerinin yapılması gerekiyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu tip denetimlere başladı.

Otoparklardaki egzost aspiratörlerini düzenli çalıştırmadıkları için gitmekten vazgeçtiğimiz AVM’ler var. Otellerde taze hava ihtiyacını karşılamayan santrallerin kullanıldığı toplantı salonlarındaki seminerlerde ilk yirmi dakikadan sonra kimse dikkatini toplayamıyor. Özellikle bizim sektörümüzdeki firmalar bu tip toplantıları yapmak için otel tercih ederken; “Salonunuzda taze hava bağlantınız var mı?”  yada “Santralinizde  CO2 sensörü var mı? gibi sorularına aldıkları cevaplar doğrultusunda otel tercih ediyorlar. Bunun yaygınlaşması gerekiyor. Sadece bakanlık denetimleri değil, bizlerde bu sistemlerin doğru işlemesi için bireysel katkı koyabiliriz.

Konut ve ofis yapılarında olduğu gibi hastanelerde de  mekanik tesisat sistemlerinin kategorize edilerek, sınıflandırılması ve belgelendirilmesi gerekiyor. Aslında “Enerji Performans Yönetmeliği”nin takibini yapabilsek, yıllık bakım zorunluluğunu yerine getirmiş olacağız. Asansörlerde olduğu gibi binalara kimlik numarası verilerek yıllık vizeleri zorunlu hale getirilebilir. Kamu spotları yapılarak da bu mekanik sistemlerle ilgili sınıflandırmanın ne anlama geldiği anlatılabilir ve farkındalık arttırılabilir.

İyi bir tasarımcı, doğru proje ile yatırımcıya, kendi proje bedelinin kat kat fazlasını kazandırır.

Tasarımcıların en büyük sıkıntısı, “mekanik tesisat tasarım” işinin öneminin henüz birçok kuruluş tarafından anlaşılmamış olmasıdır. Mekanik tesisat tasarımı, sizin ruhsat alırken kullanacağınız bir evrak değildir. Yaptığınız yatırımın karşılığını alabilmeniz için, binanıza değer katan bir çalışmadır. Bu çalışmaya  verilecek bedel hep fazla bulunur ;ancak iyi bir tasarımcı, doğru proje ile yatırımcıya, kendi proje bedelinin kat kat fazlasını kazandırır.

Son zamanlarda işin mekanik tesisat uygulamasını alabilmek için yatırım henüz proje aşamasındayken işe dahil olmaya çalışarak  projesini bila bedel yapan uygulamacılar var. Eğer bir ürüne bedel ödemiyorsanız, ürün sizsiniz demektir. Bedava gibi görünen bu sistemlerde çok büyük bedeller ödeniyor. Bazen kurguladıkları sistemlerle yatırımcıyı çok yanlış yollara götürüyorlar.

Mekanik tesisat, bugünden yarına öğrenilen bir konu değildir. Uzun zaman ve emek gerektirir. Yıllardır bu konuda çalışan insanların da yani mekanik tesisat tasarımcısının da en büyük beklentisi  emeğe saygıdır.

MÜKAD olarak temel hedeflerimizden biri de “mühendis kadın sayısını arttırmak”.

MÜKAD’ın son zamanlarda keyifle yaptığım çalışmalarımdan biri olduğunu

söyleyebilirim. Çok güzel bir ekip olduk. Uzun yıllara dayanan arkadaşlık ve dostluğumuzun üzerine kurguladığımız derneğimizde çok değerli yol arkadaşlarım var. Bu zaten tek başına yapılabilecek bir iş değil ve biz güzel bir ekip çalışması yapıyoruz. Hepimiz, ortak akılın önemine inanıyoruz. Her biri zaten çok değerli bilgi ve deneyimlere sahip olan bu kadınlar bir araya geldiğinde çok güzel işler çıkıyor. Bence bu nedenle bu kadar kısa zamanda birçok iş yapmayı başardık. Yaptıklarımız, yapmak istediğimiz projelerin çok küçük bir bölümü.

Mühendis olarak altyapının önemini bildiğimiz için derneğimizi sağlam bir temel üzerine oturtmamız gerektiği, ilkesinden yola çıkarak çalışmalara başladık. Öncelikle ağımızı güçlendirmeye çalıştık. Hala da bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Bu daima devam etmesi gereken bir süreç. Derneğimize başka sektörlerden ve başka mühendislik disiplinlerinden, mimarlardan arkadaşlarımız dahil oldu. Bu bize güç veriyor.

Tüm üyelerimizle irtibata geçerek kendi database imizi oluşturduk.

Gazi Üniveristesi, Atılım Üniversitesi ve Başkent Üniveristesi’nin Mühendislik fakülteleri ile dekanlıklar düzeyinde iletişimler kurduk. Bu üniversitelerde tanıtım etkinlikleri ve paneller düzenleyerek, öğrenci üye gruplarımızı oluşturduk. Ankara’da gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik ve çalışmaları, diğer illerde de yapmayı hedefliyoruz.

Bazı firmalarla görüşerek gençlere, staj imkanları yarattık. Önümüzdeki yıl, bu konuda daha düzenli bir çalışma yapmak üzere programımızı oluşturduk, ilgili komisyonumuz bu doğrultuda çalışıyor.

Liselerde kariyer günlerine katılıp, tanıtım çalışmaları yürüterek kızlara mühendislik mesleğini anlatıyoruz. MÜKAD olarak temel hedeflerimizden biri de mühendis kadın sayısını arttırmak.

Burs verebilir hale geldik, bu bizim için çok çok değerli, biz başarıyı ödüllendiriyoruz. Bunu önümüzdeki dönem çoğaltmak istiyoruz.

MÜKAD isimli bir dergi çıkarmaya başladık. Derginin 2. sayısı için hazırlıklar devam ediyor, önümüzdeki günlerde çıkacak.

Takip ettiğimiz Avrupa Birliği Projeleri var ;ancak yeni bir dernek olduğumuz için bu konuda biraz zorlanıyoruz ;ama önümüzdeki günlerde üniversite – dernek işbirliği ile bir proje hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Derneğimizin iktisadi işletmesini kurduk, şu anda dernek olarak, birçok alanda ticaret yapabilme yetkisi olan bir şirketimiz var.

Önümüzdeki yıl için mühendis ve mimar kadınların çalışma yaşamını irdeleyeceğimiz bir çalıştay programı yürütüyoruz.

İstanbul, İzmir ve Antalya İl Temsilciliklerimizi oluşturduk, görev ve yetkilerini belirledik. Arkadaşlarımız kendi bölgelerinde, derneğimizin kurumsal kapasitesini arttırmaya yönelik  çalışmalara başladılar.

WIRE ( Women in Renewable Energy ) isimli Kanada’lı STK ile iletişim halindeyiz. Öğrenci üyelerimiz için Kanada’da “Yenilenebilir Enerji” ile ilgili staj imkanları üzerinde görüşüyoruz.

Otomotiv sektöründe bazı firmaların öncülüğünde inovatif yarışmalar düzenlemekle ilgili bir çalışma yürütüyoruz.

2020 / 2021 yılında bir kongre ve fuar yapmak da hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Roman ve hikaye yazmayı seviyorum ve yazıyorum bakalım zaman ne gösterecek?

Hikaye ve roman yazmayı seviyorum ;ancak çok fazla vakit bulamıyorum. Hikayeler, çevremde ya da günlük yaşamda beni etkileyen olaylara veya kişilere bağlı olarak bir çırpıda çıkıyor, konular hemen gelişiyor ;ancak roman biraz zaman alıyor. Çünkü kurgu gerektiriyor. Kurgu içerisinde tanıdığım, nevi şahsına münhasır olan kişiler yer alabiliyor. Bir tane bitmiş romanım, birkaç tane de devam eden çalışmam var.

Biten çalışmalarımı zaman zaman e-kitap haline getirip eşe dosta gönderiyorum. Genellikle olumlu geri dönüşler alıyorum ;ama ben hala kendimden emin değilim. Biraz daha bilinçli bir şekilde çalışmak gerekiyor.

Kelimelerle oynamak güzel, çok eğlenceli, yazdıklarımı biriktiriyorum ;ama şimdilik derleyip, bastırmayı düşünmüyorum. Zira o da çok kolay değil, ciddi bir  PR çalışması yapmak ve bu konuya zaman ayırmak gerekiyor. Şirket ve dernek çalışmaları nedeniyle yeterince yoğun olduğum için şimdilik bu konuya ayıracak vaktim yok.

Roman ve hikaye yazmayı seviyorum ve yazıyorum bakalım zaman ne gösterecek?