İZODER: “Depremden Korkmak Yerine Su Yalıtımlı Binalarla Depreme Hazırlıklı Olmalıyız”
Marmara Denizi Silivri açıklarında 24 Eylül’de meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin İstanbul’da hissedildiğini ve bazı bölgelerde paniğe yol açtığını belirten İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde korkmak yerine, yapıyı oluşturan ana elemanlar demir ve betonu ömrü boyunca koruyan su yalıtımına sahip binalarla depreme hazırlıklı olmalıyız” dedi.
Yatılım sektörünün çatı
örgütü Isı Su Ses ve
Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) olarak, deprem gerçeği ve
yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için faaliyetlerini aralıksız
sürdürdüklerini belirten İZODER
Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, Türkiye’de güvenli ve
nitelikli binaların sayısının hızla artırılması gerektiğini belirterek şöyle
konuştu:
“Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma
bilinciyle hareket etmeliyiz. Topraklarının %95’lik bölümü çeşitli derecelerde
deprem kuşağında yer alan ülkemizde, can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için
alınması gereken en temel önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı
binalar inşa etmek geliyor. Yapıyı oluşturan ana elemanları (demir ve beton)
ömrü boyunca koruyacak su yalıtımı uygulamaları, binalarda hayati önem taşıyor.
Betonarme yapı sistemlerinin en çok etkilendikleri noktalardan biri suya karşı
hassasiyetleridir. Yapılarımıza suyun nüfuz etmesi durumunda, taşıyıcı
elemanlarda bulunan demir donatılar korozyona maruz kalarak paslanıyor ve
binalarımızın ömrü ve dayanıklılığı azalıyor. 17 Ağustos Marmara Depremi
sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından
yapılan incelemeler sonucu,
yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde
korozyon tespit edilmesi de su yalıtımının önemini ortaya koyuyor.
Suya maruz kalan
bina taşıma kapasitesini kaybediyor
Toplum olarak korkmak yerine su yalıtımına sahip binalarla depreme hazırlıklı olmalıyız. Herhangi bir yoldan binaya sızan su, oksijen ve beton içerisinde farklı kimyasal içeriğe sahip maddeler ile kimyasal tepkimeye girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda binanın betonarmeden teşkil edilen taşıyıcı sistemi zayıflayarak, yapımından sonraki 20 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybediyor. Binanın taşıyıcı sistemini zayıflatan korozyonu engellemenin tek yolu ise doğru ve eksiksiz yapılmış su yalıtımıdır.
Su yalıtımı zorunlu oldu, artık su yalıtımı yoksa iskan ruhsatı verilmeyecek
Türkiye’de inşaat sektöründe büyük bir eksikliği gidererek, binalara dayanıklılık, kalite ve konfor kazandıracak ‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’, 1 Haziran 2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, destek ve girişimlerimizle mevzuattaki eksikleri gidermek üzere hazırlanan yeni yönetmelikle su yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Türkiye inşaat sektörü ve kullanıcılar açısından çok önemli bir adım olan bu yönetmelik, su yalıtımı ile ilgili çok büyük bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek.”