Çocuklarımızın Geleceği için Güneş Enerjisi
2015 yılında Paris’te gerçekleşen COP21 zirvesinde imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Anlaşması’nda küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlandırılması kararı alınmasına rağmen yapılan araştırmalar iklim değişikliği konusunda kritik eşiğe geldiğimizi gösteriyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne özel bir açıklama yapan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Halil Demirdağ, iklim değişikliği ile etkin mücadele için yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artması gerektiğine dikkat çekerek, sürdürülebilir kalkınma ve çocuklarımızın geleceği için güneş enerjisinin daha fazla teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.
Aynı zamanda Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı da olan Demirdağ, açıklamasında şu bilgileri verdi: “Bugün biliyoruz ki, küresel ısınmanın en büyük sebepleri arasında sera gazları geliyor. Bu gazların artışından dolayı yüz yüze kaldığımız küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunu, tüm dünyanın gündeminde. Sera gazı emisyonlarının azaltılması için bugün küresel ölçekte tüm ülkeler belli kararlar alarak uygulamaya geçiriyor. Bunların başında da sera gazı emisyonundaki artışın en önemli sebeplerinden olan fosil yakıt kullanımının sınırlandırılması geliyor. Bütün gelişmiş ülkeler bugün yenilenebilir enerjiyi teşvik ediyor, bu alana yatırım yapıyor. Avrupa Birliği’ndeki bazı ülkeler 2050’ye kadar enerjiyi yüzde 100’e varan oranda yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etme hedeflerini açıklamış durumda. Güneş enerjisi de en az sera gazı emisyonuna neden olan yenilenebilir enerji kaynaklarından biri. Güneş enerjisinin karbon ayak izi, kömür ve petrol gibi fosil kaynaklara göre çok daha düşük.”
1 MW Ges 500 Bin Ağaca Eşit
Gelişen teknoloji ile birlikte verimliliği, kullanım süresi ve dayanıklılığı artan güneş panelleriyle elektrik üretmenin çevresel etkisinin yok denecek kadar az olduğunu ifade eden Demirdağ, açıklamasına şöyle devam etti: “Güneş panelleriyle elektrik üretmek, atmosfere zararlı gaz salınımına sebep olmuyor. Tarım dışı alanlara ve çatılara panel kurulumu çevreye zarar vermeyecek ve atık üretmeyecek şekilde yapılabiliyor. Doğal kaynaklara ve canlılara herhangi bir zarar vermediği gibi, güneş panelleriyle üretilen temiz enerjinin bulunduğu çevreye de çok büyük yararı var. Bir güneş paneli sayesinde yaklaşık 100 ağaca eşit oranda karbondioksit emisyonunu azaltmak mümkün. Yani 4 bin civarında panelin yer aldığı 1 MW’lık bir güneş enerjisi santrali kurarsanız, yaklaşık 500 bin ağaçlık bir orman kadar karbon emisyonunun azaltılmasını sağlıyorsunuz. Bunu panel üreten tesisimizdeki çalışanlara da sıkça hatırlatıyorum. Ürettikleri panelleri ağaç gibi görmelerini ve bu paneller sayesinde ağaçlar kadar dünyaya yararlı olduklarını söylüyorum. Yaptığımız iş, geleceğe sürdürülebilir bir dünya bırakma konusundaki sorumluluğumuzu tamamlıyor.”
İyi Bir Gelecek İçin Güneş Enerjisini Teşvik Edelim
Güneş enerjisine daha fazla yatırım yaparak doğal kaynakları korumanın mümkün olduğuna dikkat çeken Demirdağ, açıklamasını şöyle tamamladı: “Fosil kaynakların yerini gelecekte güneş gibi yenilenebilir kaynaklar alacak. Almanya, Fransa, Amerika, Japonya gibi gelişmiş ülkeler yenilenebilir enerji kaynaklarını boşuna teşvik etmiyor. Bugün kendi petrolünü ve doğalgazını çıkararak dünyaya satan Suudi Arabistan bile güneşe yatırım yapıyor. Türkiye, atılım yaparak kurulu gücünü 5 bin MW’a çıkarmış olsa da henüz yolun çok başındayız. Şu anda yüzde 2,5 olan güneşin toplam elektrik üretimindeki payını daha da arttırmak yönünde adımlar atmamız gerekiyor. Güneş ve yenilenebilir enerji Türkiye’de teşvik edilmeli. Kurulan her 1.000 MW kapasiteli GES, 110 bin dolarlık doğalgaz ithalat faturasının Türkiye’nin cebinde kalması anlamına geliyor. Güneşe yatırım, ekonomik açıdan daha güçlü bir Türkiye demek. Güneşe yatırım aynı zamanda gelecek nesillere daha iyi bir gelecek ve doğal kaynakları korunmuş bir dünya bırakmak demek.”