Doğru Borulama Sistemleri ile Dünyanın Suyu Korunuyor

Suyun çıkarılması, taşınması, depolanması, dağıtılması ve yeniden yapılandırılması alanında çalışmalar yürüten GF Hakan Plastik, Sıfır Enerjili Binalar Sanal Forumu ZeroBuild’20 KeyNote Poster Bildiriler sponsoru olarak “Dünyanın Suyunu Korumak için Sıfır Enerjili Binalar” dedi.

GF Hakan Plastik, 23-27 Eylül 2020 tarihinde gerçekleşecek olan ZeroBuild’20 Uluslararası Forumu’na KeyNote Poster Bildiriler sponsoru oldu. Forumun gerçekleştiği beş gün süresince teknoloji oturumları, özel iletişim ağı fırsatları ve odaklanmış sunumları ile Sıfır Enerji Binalar‘ın nasıl geliştirileceği ve dönüşümün nasıl sağlanacağı konusunda bilgiler paylaşıldı. Sıfır Enerji Binalar’a dönüşüm konusunda dünyanın dört bir yanından birçok lider ve yenilikçi bir araya geldi.

GF Hakan Plastik adına Ürün Müdürü Dr. Ozan Kovancı, iklim değişikliği ve suyun kimyasal içeriği gibi etkenlerin yanı sıra su kayıplarının büyük bir kısmının suyun taşınması ve depolanması sırasında gerçekleşen sızıntılar ve bunun önlenmesi konusunda yapılabilecekler konusunda bir bildiri sundu.

Dr. Ozan Kovancı: “Doğru Borulama Sistemleri ile Dünyanın Suyunun Korunması” bildiriminde su kaynaklarının su kirliliği, iklim değişikliği, hızlı nüfus artışına bağlı su havzalarındaki yapılaşma ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi nedenlerle giderek azaldığını belirterek suyun korunması konusunda her paydaşın kendi sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini söyledi. Sıfır enerji binaların dünyadaki su ayak izinin azaltılması konusunda önemli girişimlerden biri olduğunu ifade etti.

Su Kayıplarının Büyük Bir Kısmı Sızıntı İle Meydana Gelmektedir

İklim değişikliği ve suyun kimyasal içeriği gibi etkenlerin yanı sıra su kayıplarının büyük bir kısmının suyun taşınması ve depolanması sırasında gerçekleşen sızıntı ile meydana geldiğini belirten Kovancı:

“Tüm dünyada her yıl içme suyunda yaklaşık 14,5 milyar dolar ekonomik kayıp gerçekleşmektedir.  Bu kayıp büyük bir oranda içme suyu sızıntısı ile meydana gelmektedir. ABD’de evlerdeki su sızıntılarının yılda 3 trilyon litreyi aştığı düşünülüyor. Bu rakam, Los Angelas, Miami ve Chicago’nun toplam 1 yıllık su kullanım miktarına eş değerdir. Sızıntı tespiti için geliştirilen çözümler ve modern boru kullanımı, su sızıntı oranını düşürmek için önemli araçlardır. Bununla birlikte, Dünya Bankası’nın verilerine göre günlük yaklaşık 45 milyon m3 su (yaklaşık 200 milyon insanın ihtiyacına karşılık gelen miktar) içme suyu şebekelerinde kaybolmaktadır (Dünya Bankası, 2018).

Suyun taşınması ve depolanması sırasında gerçekleşen su kayıplarının ana sebeplerini malzeme kaybı, kireçlenme, kabuklaşma ve artan iç yüzey pürüzlülüğü gibi korozyon kaynaklı hasarlar ve dağıtım hatlarındaki hatalı montaj, yanlış birleştirme yöntemleri oluşturmaktadır. Alt yapı tesisatında olduğu gibi bina iç tesisatında da su kaçaklarını önlemek için tesisat malzemesi seçimi önem arz etmektedir” dedi.

Su Kaçaklarının Önlenmesi Kaliteli Malzeme Kullanımı İle Mümkün

Eskimiş/yaşlanmış altyapıların dünyadaki içme suyunun % 33’ünde kayıp ve kaçaklara neden olduğuna belirten Ozan Kovancı, “Ana su dağıtım hatlarının büyük bir kısmı çok yüksek korozyon potansiyeline sahip çelik borulardan oluşmaktadır. Borular içerisinde korozyona bağlı oluşan kabuklanmalar, iç kesitlerde daralmalara yol açarak akış miktarını azaltır ve suyu kirletir. Korozyon aynı zamanda et kalınlığını düşürerek borunun basınç dayanımı olumsuz etkiler, yırtılmalar ve patlamalara sebebiyet verir. Bu durum yüksek maliyetli zararlara ve su kayıplarına yol açar.

Su kayıp&kaçaklarının en önemli ve en temel sebeplerinden biri de, dağıtım hatlarındaki hatalı montaj, yanlış birleştirme yöntemleridir. Taşıyıcı boru hatlarının kaynak yöntemleri ve bu kaynakların kalite kontrolü kayıp&kaçak miktar ve oranlarında belirleyici rol oynamaktadır.  Alt yapı sistemlerinde ve binalarda plastik boru kullanımı su kaçaklarını minimize eder. Geçmişte özellikle polimerden imal edilmiş ana şebeke hatlarında kaynak kalitesi tahribatsız yöntemlerle (NDT) kontrol edilemezken, günümüzde tahribatsız muayene yöntemleri ile kaynak kontrolü hem çok kolay yapılabilmekte hem de yüksek güvenilirlikte sonuçlar vererek mevcut riskleri ortadan kaldırmakta ve su kaçaklarının önüne geçmeyi hedeflemektedir” dedi.

Kovancı, sürdürülebilir teknolojilere yatırım yapılmazsa geri dönüşü olmayan birçok zorlukla karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.

E-Bülten Kayıt