Wilo Enerji Tasarruflu Ürünleriyle Dünya Kaynaklarını Koruyor
Artan nüfus, küreselleşme, teknolojik gelişmeler, refah seviyesinin yükselmesi ve değişen tüketim alışkanlıkları gibi etkenler dünyanın enerji ihtiyacını hızla artırıyor. Kaynakların tükenmeye başlaması ekosistem dengesini olumsuz yönde etkiliyor. Bu bağlamda enerji tasarrufu kavramı üretimden tüketime, sanayi kuruluşlarından bireylerin günlük yaşam alışkanlıklarına kadar tüm alanlarda büyük önem taşıyor. Binalarda, endüstride ve altyapı uygulamalarında bulunan ısıtma, soğutma, havalandırma sistemlerinin yanı sıra su temini ve atık su uygulamalarında da kullanılan 10 bine yakın pompa sistemleri ürün çeşidiyle Wilo, enerji kaynaklarının korunmasına katkıda bulunuyor. Enerji Tasarrufu Haftası kapsamında açıklamada bulunan Wilo Türkiye Genel Müdürü Mehmet Ürek, Wilo Grup olarak 100 milyon insanın temiz suya erişimini sağlama hedefleri doğrultusunda enerjiyi verimli kullanan akıllı ürün ve çözümler geliştirmek için Ar-Ge ve inovasyona çok fazla yatırım yaptıklarını vurguladı.
Ülkelerin ekonomik gelişiminde ve sosyal refahın oluşturulmasında büyük rol oynayan enerji, iklimin korunması ve sürdürülebilir yaşam için hayati önem taşıyor. Küresel iklim değişikliğinin etkisini artırmasıyla günlük yaşantımızdan sanayideki üretime kadar birçok alanda enerji tasarrufu önemli bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor. İleri teknolojisi ile yeni nesil ürün ve sistemler geliştiren Wilo, enerji kaynaklarının akıllı ve verimli kullanıldığı bir dünya için çözümler sunuyor.
Yoğun Ar-Ge yatırımı ile çevre ve kullanıcı dostu ürünler geliştiriyor
Enerji Tasarrufu Haftası kapsamında açıklamada bulunan Wilo Türkiye Genel Müdürü Mehmet Ürek, yüksek teknolojiye ve enerji verimliliğine sahip akıllı pompaların yaygınlaşması için aralıksız çalıştıklarını belirterek şu açıklamalarda bulundu; “Enerji tasarrufu, sürdürülebilirlik ve iklim korunması pandemi sürecinde tüm dünyada daha da önem kazandı. Wilo olarak her yıl şirket gelirimizin yüzde 3,5’ini Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın temelinde verimli teknolojilerle çevre ve kullanıcı dostu ürünler geliştirmek yatıyor. İklim değişikliği karşısında su yönetim sistemlerinin verimliliğini artırarak dünya çapında insanların daha iyi yaşam standartlarına ulaşmasına destek oluyoruz. Ürünlerimiz, sistemlerimiz ve çözümlerimiz dünyanın her yerinde insanlara akıllı, verimli ve iklim dostu bir şekilde su sağlamaya katkıda bulunuyor. Bu katkımız sayesinde ve geleceğe yönelik eylem planlarımız sayesinde Wilo olarak 2020 yılında dünya çapında faaliyet gösteren 49 diğer şirketle birlikte Birleşmiş Milletler ve Bloomberg’in “50 Sürdürülebilirlik ve İklim Lideri” adlı küresel sürdürülebilirlik ve iklim koruma girişimine seçildik. Yanı sıra kriz zamanlarına rağmen değişimi yönlendiren ve sürdürülebilirliği iş modellerinin bir parçası haline getirebilen şirketlere verilen Alman Sürdürülebilirlik Ödülü’nün sahibi olduk. Bu girişimlerin bir parçası olmak bize gurur veriyor.”
Pompaların yüzde 90’ı eski ve verimsiz
Günlük hayatımızı sorunsuz bir şekilde devam ettirmemizi sağlayan pompaların enerji tüketiminde de kritik bir konumda yer aldığını ifade eden Ürek, “Dünya genelinde pompaların enerji tüketiminin toplam elektrik tüketiminin yüzde 10’una denk geldiği tahmin ediliyor. Pompaların yaklaşık yüzde 90’ı eski ve verimsiz çalışıyor. Eski teknolojili pompaların yenisi ile değiştirilmesi sadece ısıtma, soğutma ve iklimlendirme uygulamalarında kullanılan elektrikte 246 TWh’ye kadar tasarruf elde edilebilmesini sağlıyor. Bu da artık ihtiyaç duyulmayacak yaklaşık 80 orta ölçekli elektrik santralinin kapasitesine eşdeğer anlamına geliyor. Dijitalleşme enerji tasarrufunu hayata geçirmede bizlere yeni fırsatlar sunuyor. Bir kaynak olarak suyun sorumluluk bilinci ile kullanımı da artık eskisinden çok daha önemli. Hızla artan dünya nüfusu, küresel ekonomik kalkınma ve süregelen iklim değişikliği dünya üzerinde su dengesi ve bunun altyapısı üzerindeki baskıyı artırıyor.
Wilo olarak geliştirdiğimiz sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında üretilen yüksek verimli ürünlerimiz sayesinde 2018’de CO2 emisyonlarını 50 milyon ton azaltarak yılda 1.8 TWh enerji tasarrufu elde ettik. Bununla birlikte küresel enerji tasarrufu seferberliğimizin odak noktasında yer alan enerji çözümleri projemize de devam ediyoruz. Eski ve verimsiz pompaların yüksek verimli ve daha az enerji tüketimi sağlayan ürünlerle değişimini ile CO2 emisyonlarının sürdürülebilir şekilde azaltılmasına katkıda bulunuyoruz. Bu kapsamda 2019 yılında dünya genelinde 10 bin enerji çözümü projesi gerçekleştirdik” açıklamasında bulundu.
Geri dönüşüm oranını yüzde 90 artırarak hammaddelerin tüketimini 250 ton azaltıyor
Wilo’nun sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda her yıl 30 bin bileşeni ve ürünü yeniden dönüştürerek ürünlerde materyal tüketimini yılda 12 ton azalttığını ve ürün paketlemede yüzde 100 yeniden kullanılabilir çevre dostu ambalajlar tercih ettiğini belirten Ürek, “Bu doğrultuda Wilo ofis ve fabrikalarında da geri dönüşüm oranını yüzde 90 artırıyor ve tüm bu çalışmalar sonucunda da hammaddelerin tüketimini 250 ton azaltıyoruz. Bununla birlikte Dortmund fabrikamızda bulunan analiz, onarım ve geri dönüşüm merkezimizde hem yeni tasarlanıp üretilen hem de eski ürünlerin tekrar kullanılabilirlik açısından analizlerini yapıyoruz. Buna göre de bir Wilo pompası için geri dönüşüm oranının yaklaşık yüzde 100 olarak hesaplandığını söyleyebiliriz. Tüm bu çalışmalarımızın yanı sıra suya ve geleceğe yön verme hedefimizle Wilo’nun ofis ve fabrikalarındaki içme suyu tüketimini yüzde 20 azaltarak dünya genelinde 100 milyon insanın temiz suya daha iyi şartlarda erişmesine katkı sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında altı mega trend üzerine çalışıyor
Wilo, temiz su temini alanında yeni ürün geliştirme çalışmalarına artan bir ivmeyle devam ederek önümüzdeki yıllarda yenilikçi su çözümlerinin büyüme hızını yüzde 7,5 artırmayı amaçlıyor. Sürdürülebilirlik stratejilerinin bir parçası olarak, insanların hayatlarını derinden etkileyecek altı küresel mega trend tanımladıklarını belirten Ürek, “Globalleşme, akıllı şehirler, enerji sorunu, iklim değişikliği, kuraklık ve dijital dönüşüm olarak belirlediğimiz bu mega trendlere karşı nasıl bir çözüm geliştirebileceği üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Tüm yatırımlarımızı dünyaya hızla yön verecek bu trendler ışığında gerçekleştiriyoruz. Bu yolda kat ettiğimiz mesafe ve elde ettiğimiz veriler, doğru ve tarafsız bir şekilde analiz edilebilmesi adına yılda 2 defa Sürdürülebilirlik Konseyi tarafından kontrol edilecek” diyerek sözlerini tamamladı.