Zorlu Enerji Panelinde İklim Krizi ile Mücadele Yolları Konuşuldu

Türkiye’nin sürdürülebilir ve yenileyici büyümesinin destekçisi olmayı hedefleyen Zorlu Enerji, çalışanları ve diğer paydaşları ile beraber topluma ve dünyaya değer katabilmek, çevresel ve sosyal alanlardaki tüm riskleri daha iyi yönetmek amacıyla faaliyetlerine devam ediyor.   Topluma ve çevreye duyduğu sorumluluk vizyonu doğrultusunda düzenlediği etkinliklerle dünyanın geleceği için hayati önem taşıyan pek çok konuda farkındalık yaratan Zorlu Enerji, düzenlediği “İklim Krizinden Çıkış Var mı? Yeni Sorunlar, Yeni Çözümler Paneli”nde, iklim krizi bağlamında dünyada ve ülkemizde yapılan Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından enerji dönüşümüne, petrole olan bağlılığımızı çözecek olan elektrikli araçlardan elektrikli araç şarj istasyonlarına iklim kriziyle mücadele konusunda büyük önem taşıyan konuları masaya yatırdı.

İklim krizi ve habitatların bozulması konusunda alınması gereken önlemler ve bu alanda yapılan çalışmaların paylaşıldığı etkinlik, Eko IQ Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Barış Doğru’nun moderatörlüğünde, Zorlu Enerji ARGE Müdürü Ural Halaçoğlu, ZES Akıllı Sistemler Grup Müdürü Burçin Açan, Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram ve Solar3GW Genel Sekreteri Özge Özeke’nin katılımı ile gerçekleşti. 

“Yenilenebilir enerji kaynakları, elektrikli araçlar ve akıllı şebekelere odaklandık”

Zorlu Enerji’nin yenilenebilir enerji kaynakları, elektrikli araçlar ve akıllı şebekeler üzerine odakladığını aktaran Zorlu Enerji ARGE Müdürü Ural Halaçoğlu, şunları söyledi: “Geleceğin enerji şirketi olma yolundaki yolculuğumuzda, yurt içindeki elektrik üretimimizin %100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz ve tüm çalışmalarımıza yenilenebilir enerji yatırımlarımız doğrultusunda yön veriyoruz. Jeotermal alanındaki ilk projelerimizi 2008 yılında başlattık. Yine aynı dönemde rüzgâr santrallerine giriş yaptık. Hidroelektrik santraller de yine bu dönemde portföye dahil oldu. 

2017 yılında, Kızıldere 3 Jeotermal Enerji Santrali inşaat ve devreye alma çalışmaları sürecimiz devam ederken TÜBİTAK’la yollarımız kesişti. Aynı yılın sonuna doğru Ufuk 2020 (Horizon 2020) isimli bir Avrupa Birliği fonu hakkında bizimle bilgi paylaştılar. Sonrasında da jeotermal santraller alanında sektör lideri olarak Avrupalı partnerlerle birlikte proje üretmemiz önerisinde bulundular. Böylelikle  “GECO” isimli (Geothermal Emission Control) projesiyle ilk işbirliğimize adım attık. Arkasından diğer projelerimiz geldi. Farklı partnerler de bizimle iletişime geçmeye başladıkça ekibimizle ayrı bir projeye daha dahil olduk. 

Şu anda Zorlu Enerji’nin dahil olduğu dört proje Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 çerçeve programı üzerinden yürüyor. Üç tane de yine dolaylı olarak Avrupa Birliği tarafından fonlanan ve Türkiye ayağında TÜBİTAK üzerinden destek alan projemiz var. AB üzerinden desteklenen tüm projelerimizle birlikte toplamda 7 projemiz Zorlu Enerji tarafında, 4 tane AB destekli proje de Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafında yürütülüyor. Tüm bunlara ilave olarak on civarında EPDK destekli Ar-Ge projemiz mevcut diyebiliriz. Özetleyecek olursam, toplamda 20 civarı Ar-Ge projesini yönetiyoruz.” 

“Elektrikli araçların yaygınlaşmasındaki en büyük ihtiyaç şarj alt yapısı”

Elektrikli araç kullanımını artıracak en büyük ihtiyaçlardan birinin elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması olduğunu belirten ZES Akıllı Sistemler Grup Müdürü Burçin Açan, şöyle konuştu: “Dünyada ve ülkemizde elektrikli araçların yaygınlaşması için üç konuya odaklanmaya ihtiyaç var. Bunlardan ilki elektrikli araçların maliyetlerinin düşmesi ihtiyacı. Bu araçların maliyetlerinin 2025 yılına kadar  muadil araçlara benzer seviyelere geleceğini öngörüyoruz. İkincisi potansiyel elektrikli araç alıcılarının menzil kaygısının son bulması. Bilindiği üzere şu an için elektrikli araçlar, akaryakıtlı araçlara göre daha kısa menzile sahip. Bu durum potansiyel kullanıcılarda bir kaygı yaratabilir. Otomotiv üreticileri bu konu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Üçüncüsü, aslında potansiyel kullanıcı kaygısını giderecek olan elektrikli şarj istasyonları yaygınlığı. Ülkemizde şu an için 81 ile yayılmış olan şarj istasyonlarımız var. Bunları ilçelere ulaştırma çabamız devam ediyor. Ülkemizde gelişen elektrikli araç şarj alt yapısı sayesinde kullanıcıların hiçbir tereddüt yaşamadan ve dilediği pek çok noktada ulaşabileceği bir noktaya doğru hareket etmiş bulunuyoruz.

“Evde ve halka açık otoparklarda şarj imkanlarının yaygınlaşması gerekiyor” 

Dünya genelinde 2020 sonu itibariyle 900 bini biraz daha yavaş, 400 bini ise hızlı şarj istasyonu olmak üzere 1,3 milyon elektrikli araç şarj istasyonu bulunuyor. Bu şarj alt yapısının yaklaşık yarısı Çin’de. Türkiye’de de çıkarılan yeni yasa ile birlikte evde ve halka açık otoparklarda şarj imkânlarının yaygınlaşmasını bekliyoruz. Ülkemizde altyapı yatırımları beş yıllık planlar olarak yapıldığı için önümüzdeki dönem içerisinde yaygınlaşacak şarj istasyonlarına paralel olarak şebekelerin de elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarına uygun hale getirilmesi devlet politikası olarak benimsenecek ve teşvik edilecektir beklentisi içindeyiz. 

“2030’da, Türkiye’de 1 milyonu aşan elektrikli araç ve 180 bin halka açık soket öngörüyoruz”

Zorlu Energy Solutions (ZES) olarak 2018 yılında ilk şarj istasyonlarımızı kurduk. Ondan öncesinde şehirlerarasında yolculuk mümkün değildi. Üç yıldır ticari kaygı gütmeden şehirlerarası yolculukları mümkün kılacak hızlı elektrikli araç şarj istasyonu yatırımları yapıyoruz. Bugün, 81 ilde halka açık elektrikli araç şarj istasyonlarımız bulunuyor. Toplamda bin 300 civarında halka açık soketimiz var. 2022 bu anlamda çok büyük bir dönüm noktası olacak. Şarj altyapısını yaygınlaştırmak için üzerinde çalışılan regülasyonlar var ve son derece önemli. Türkiye’yi elektrikli araçların geleceğine hazırlayan oyuncu sayısının artması, ekosistemin gelişmesi için kritik. Sektörün yatırımlarına bu hızla devam etmesi halinde 2030’da Türkiye’de 1 milyonu aşan elektrikli otomobil ve 180 bin halka açık soket öngörüyoruz. Biz de ZES markamız ile bu alanı büyütmek için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.” 

“Ülkemizde şu anda 6 bin elektrikli otomobil var”

Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği Başkanı (TEHAD) Berkan Bayram, “Bugün kullandığımız araçların bilinenden 40 kat daha fazla karbondioksit, karbon monoksit, NOX gibi zehirli gazları açığa çıkarttığını öğrendik. Dünyada 37 trilyon tonluk karbondioksit emisyon salımı var. Bunun yüzde 52’si Asya’dan; yüzde 18’i Kuzey Amerika ve Meksika’dan, yüzde 17’si ise Avrupa’dan kaynaklanıyor. Çin tek başına bu emisyon oranının yüzde 7’sine yol açıyor. Ulaştırma, toplam emisyon salımının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturuyor. Otomotiv markaları tüketici tarafında bir çözüm arayışına girmek zorunda kaldılar. Trafikte olan elektrikli otomobil sayısı geçtiğimiz yıl 7.5 milyona ulaştı. Sadece Avrupa’da 4 milyon elektrikli araç satışı gerçekleşti. Ülkemizde ise şu anda 6 bin elektrikli otomobil var” diye konuştu.

“Güneş enerjisi yatırımlarının önünün kapanmaması gerekiyor” Solar3GW Genel Sekreteri Özge Özeke de güneş enerjisinin iklim kriziyle mücadele de en önemli aktörlerden biri olduğu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün güneş enerjisinde dünya genelinde 1 terawatt civarında kurulu güç söz konusu. 2020 yılında pandemiye rağmen 138 GW’lık bir kurulum gerçekleşti; burada ilk sırada Çin geliyor. Geçtiğimiz son 10 senede güneş enerjisi çok ucuzladı. Fosil yakıtlara kıyasladığımızda büyük ölçekli güneş enerjisi kurulumlarının son derece uygun maliyetli olduğunu görüyoruz.   Depolama da ucuzladı ve yavaş yavaş daha ticari hale gelmeye başlayacak. Güneş enerjisi artık bir baz yük santrali gibi kullanılabiliyor olacak. Yurtdışında bunun örneklerini görmeye başladık. Türkiye’de çok büyük bir yatırımcı iştahı var. Teknoloji de var. Güneş enerjisi hem ölçeklenebilir hem de demokratik bir kaynak. Herkes çatısına kurup, kendi elektriğini üretebilir. Güneş enerjisi yatırımlarının önünün kapanmaması gerekiyor.”

E-Bülten Kayıt