SOSİAD, ‘Soğutma Sanayiinde Yeşil Dönüşüm’ Anket Sonuçlarını Paylaştı

SOSİAD Soğutma Sanayi İş İnsanları Derneği, İklim Değişikliği  Komisyonu tarafından hazırlanan  “İklim değişikliği ve bir iklim paydaşı olarak soğutma sanayiinde yeşil dönüşüm” anket sonuçlarını paylaştığı basın toplantısı düzenledi.

İklim değişikliği ile mücadele kapsamında, Birleşmiş Milletlerin “Sürdürülebilir Kalkınma” için belirlediği  “17 Küresel Amaç”, Paris Anlaşması ve Avrupa “Yeşil Mutabakatı” sürdürülebilir bir dünya için yürütülmesi gereken yeşil dönüşüm çalışmalarının ana çerçevesini çiziyor.

İş dünyasının sürdürülebilir geleceğe hazırlanması açısından ekonomik, sosyal, çevresel ve yönetişimsel dinamiklerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması kaçınılmaz oldu.

SOSİAD , gerek iklim değişikliği ile mücadele gerekse ticari alandaki rekabet gücümüzü korumak açısından, sektörümüzün sürdürülebilir geleceğe hazırlanmasını önemli ve öncelikli konu olarak değerlendiriyor.

İklim değişikliği ve ısınan dünyada ısıl konfor gerektiren her alanda SOSİAD’ın olduğunun altı çizilen basın toplantısında, yaşamı konforlu bir şekilde devam ettiren, gıdayı muhafaza eden, sağlık sektöründe değeri koruyan ve soğuk zinciri merkezine alan bir sanayi soğutma sanayinin önemi vurgulandı.

Konuyu örneklemek açısından, 2050 yılında 10 milyara yaklaşacak dünya nüfusunun beslenebilmesi için bugün üretilen gıdanın yetmeyeceğini, bugün üretilenden %60 daha fazla gıda üretilmesi gerekeceğini, diğer taraftan da dünyada üretilen gıdanın yaklaşık üçte birinin (yılda 1,3 milyar ton)  tedarik zincirleri boyunca  kaybedildiği veya israf edildiği belirtildi.

Dünya nüfusunu beslemek için daha fazla gıda üretmek yerine gıda israfını ve kaybını azaltan düşük emisyonlu ve enerji verimli soğuk zincir uygulamaları ve dolayısıyla soğutma sanayi çözümün önemli parçası olarak dikkat çekiyor.

Bu kapsamda, SOSİAD üyelerinin yeşil dönüşüm için hazırlıklarını gözden geçirmek, ihtiyaçlarını belirlemek ve bu ihtiyaçlar çerçevesinde SOSİAD olarak üyelerine ne tür katkılar verebilirizi ortaya koymayı amaçladıklarını belirten SOSİAD, ardından basın mensupları ile anket sonuçlarını paylaştı.

15 sorudan oluşan anketi, 19 Sosiad üyesi tarafından cevaplandığı ve anketi cevaplandıran üyelerinin %26’sının büyük ölçekli ve %74’ü KOBİ ölçeğinde olduğu bilgisi verildi.

Ankete katılan firmaların %80’i Makine ve Teçhizat, %10’u Müteahhitlik hizmeti ihracatı yapıyor. İhracat yapan firmaların %90’ının AB ülkelerine ihracatı var. Bu kapsamda, gerek emisyonlar ve enerji verimliliği gerekse döngüsel ekonomi açısından Yeşil Mutabakat düzenlemelerin takip edilmesi ve uyum daha da önem kazanıyor. Firmaların %10’u ise ihracat yapmıyor.

Ankete katılan firmaların %37’si Birleşmiş Milletlerin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı hakkında bilgi sahibi olmadıklarını, %58’inin konu hakkında farklı farkındalık düzeylerinde olduğunu ve sadece %5’inin hedef belirlemiş durumda.

Bu sonucun gösterdiği önemli bir bulgu da firmaların sürdürülebilirlik konusunun Kalite ve Çevre birimleri tarafından yürütüldüğü, sadece %10’unda Sürdürülebilirlik Birimi olduğu. Diğer taraftan, sadece bir firmanın uluslararası düzeyde kabul gören standartlarda sürdürülebilirlik raporlaması yaptığı görülüyor. SOSİAD, bu bilgiler ışığında firmaların sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirilmeleri ihtiyacını ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratacak faaliyetler gerçekleştirmemiz gerektiğini gördüklerini bildirdi.

Ankete katılan firmaların %63’ü ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi belgesine sahipken sadece bir firma ISO 14064 Karbon Ayak İzi belgesine sahip. Bu doğrultuda da SOSİAD olarak ayak izi konusunda da farkındalık çalışması yürütülmesinin faydalı olacağını değerlendiriyorlar.

Sosiad yetkilileri ‘’Sektörümüzde, ürünlerin enerji verimli olması bir gereklilik ve Avrupa Birliği’ne ihracatta enerji etiketi uygulamasına tabi. Bunun gereklerini yerine getiriyoruz.

Enerji açısından bir diğer konu işletmelerimizdeki enerji verimliliği. İşletmelerin enerji verimliliği göstergesi olan ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgesi sahibi firma sayımız sadece bir. Bir firmamızda ISO 50001 belgesi almak için hazırlıklara başladığını belirtmiş. İşletmelerimizin %90’ında konu henüz çalışılmıyor. Bu çok önemli bir durum tespiti oldu. Bu konu da farkındalık çalışması yürüteceğimiz konular arasında yer alıyor. Enerji açısından sektörümüzün zayıf halkasını güçlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Enerji odaklı bir diğer husus ise sektörümüzde yenilenebilir enerji kullanımı. Firmalarımızın %16’sı yenilenebilir enerji kullanıyor ve %37’si yenilebilir enerji projelerine başlamışlar. Bu sektörümüz açısından çok memnuniyet verici bir durum.

Fosil yakıtlardan uzaklaşarak, sektörün enerji kaynaklı sera gazı emisyonunu azaltmak açısından yenilebilir enerji çok önemli.

Bu iklim dostu uygulamaya enerji verimliliğini eklemek de çok önemli olacak.

Bu açıdan, bir yandan enerji verimli ürünler üretilmesi, diğer yandan yenilenebilir enerji kullanımı sektörümüze önemli avantajlar sağlarken, bu yapıya bir de işletmede enerji verimliliği uygulamasını eklersek enerji üçgenini tamamlamış olacağız. Üçgeninin tamamlanmasının sektörümüzün rekabet gücüne çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.

Ankete katılan firmalarımızın, gerek işletme uygulamaları gerekse ofis uygulamaları açısından döngüsel ekonomiye ilişkin farkındalık ve uygulama düzeylerinin yüksek olduğunu memnuniyetle gördük. Malzeme kullanımının azaltılması uygulamalarının  %70, malzeme kullanımından kaynaklanan atıkların azaltılması uygulamalarının %40 düzeyinde olduğunu ve bunun tasarım ve onu izleyen teknolojik yatırım süreçleri ile gerçekleştirildiğini biliyoruz. Atık yönetimi uygulamalarının %74 seviyesinde olmasının yine döngüsel ekonomi açısından memnuniyet verici bir boyut olduğunu görüyoruz.  

Diğer taraftan, ofis uygulamaları açısından da çevre dostu uygulamaların %80 düzeylerine ulaşmış olduğunu, kâğıt, ambalaj malzemeleri ve yemek gibi organik atıkların yönetiminin başarıyla yürütüldüğünü gördük. Tek kullanımlık malzemelerin sınırlandırılması uygulaması da %30 düzeyinde gerçekleşmiş.

Döngüsel ekonominin esasını oluşturan kaynakların etkin kullanılması açısından çok önemli bir uygulama olan yağmur hasadı bir diğer ifade ile Yeşil Su Ayak İzi üretim süreci boyunca kullanılan yağmur suyunu ifade ediyor ve 4 firmamız tarafından yağmur hasadı uygulanıyor.

Bu uygulama, sektörün mavi su ihtiyacını yani üretim süreci boyunca kullanılan yüzey ve yeraltı suyu miktarı ihtiyacını azaltarak doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimine ve etkin kullanımına katkı sağlıyor.

Bu sonuçlar itibarıyla, sektörümüzde döngüsel ekonomi uygulamalarının memnuniyet verici düzeyde olduğunu değerlendiriyoruz.

Bahsettiğimiz tüm bu Yeşil Dönüşüm çalışmalarının gerçekleştirilmesi için finansman ihtiyacı olduğunu ve bunun karşılanması halinde dönüşümün gerçekleştirilebileciğini biliyoruz.

Bu kapsamda, ankete katılan firmalarımızın %70’i devlet destekleri konusunda bilgi sahibi olmadığını, %30’u da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve Ticaret Bakanlığı desteklerini kullandığını belirtmiş. Tüm bu bulgular ışığında sektörümüzün, çevresel etkilerini en aza indirerek, yeşil dönüşüm alt yapısını ilgili mevzuat gerekleri çerçevesinde yerine getirerek tamamlaması ve yeşil aklama olarak isimlendirilen green washing açısından da sektörümüze rekabet üstünlüğü sağlayacaktır.

Özetle, yürüttüğümüz bu anket çalışması ile sektörümüz açısından yeşil dönüşümün kritik noktalarını tespit etmeye çalıştık.  Tespitlerimiz çerçevesinde, SOSİAD olarak önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladığımız faaliyetleri de sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bu çerçevede, Mart ayında Devlet Destekleri ve Teşvikler konusunda ilgili kurumlarımızın temsilcileri ile online bilgilendirme semineri düzenleyeceğiz. 26 Haziran Dünya Soğutma Günü etkinliğinde ana temalarımızdan biri sürdürülebilirlik ve onu etkileyen temellerden biri olan enerji verimliliği konusu olacaktır” şeklinde açıklamalarını bitirirken, seminer ve Dünya Soğutma Günü etkinliğinde buluşmak üzere katılım sağlayan herkese teşekkür ederek toplantıyı sonlandırdılar.

E-Bülten Kayıt